|
Serbest Bölge! Kategorize edemediğiniz her telden konuyu bu başlık altında tartışabilirsiniz. |
|
LinkBack | Konu Seçenekleri | Bu Konuda Ara | Modları Göster |
20-05-2007, 00:28 | #1 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: LAMEKAN
Yaş: 52
Mesajlar: 1,442
Tesekkür: 970
|
pepug kuşu efsanesi (dersim )
siteadi.com - pepug kuşu efsanesi (dersim ) Pepuk Kusu Efsanesi Vakti - zamanda Anadolu’nun küçük bir dag köyünde anne baba ile iki çoçugu yasarmis. Çocuklarinin biri erkek digeri de kiz imis. Bu ailenin herkesi imrendirecek derecede nese, mutluluk ve sevinç içerisinde dilekleri gerçeklesir her sey gönüllerince olurmus. Oturduklari köyde gayet sevilen bu iki güzel çocuk da gün gelmis civil civil kus sesleri, kuzu meleyisleri, dere çaglayislari arasinda mavi ve yesilin alabildigine uzandigi yaylalarin güzelligi içinde, boylu boyunca daglarin eteklerinde bulunan agaçlarin gölgeleri ve serinligi içinde güle, oynaya, büyümüsler. Taa ki günün birinde anneleri aniden rahatsizlasip ölünceye dek. Bu durum,ailenin tüm nesesini, huzurunu, mutlulugunu üzüntüye çevirip yok etmis. Iki kardes de artik eskisi gibi ne gülmüs ne de sevinip oynamislar. Her tarafa agir bir yas ve sis bulutu çökmüs... Bir müddet sonra evde as pisirecek kimsesi olmadigi için babalari yeniden evlenmek zorunda kalmis. Evlenmiste üvey anneleri kisir oldugu ve de çocugu olmadigi için çocuklari hiç sevmez, düsmanca davranirmis. Firsat buldukça kötülük eder, elinden gelen her zulmü yapmaktan geri durmazmis. Hele babalari evden çikinca vay haline çocuklarin, onlara türlü türlü eziyetler eder rahat yüzü göstermezmis. Çocuklari gece gündüz çalistirp, döver ve kimseye anlatmamalari için de korkuturmus. Zavalli çocuklar bütün bu kötülüklere ragmen yine de babalari üvey annelerinin yaptiklarina inanmaz diye çaresiz her eziyete katlanarak yasamlarini sürdürme çabasi gösterirmisler... Babalarinin yine evde olmadigi bir bahar günü, üvey anneleri iki kardese torba, biçak ve kazma vererek,daga kenger toplamaya gönderir . Iki kardes sabah erkenden evden ayrilarak kenger toplamak için dagin yolunu tutmuslar. Abla bir bir topladigi kengerleri kardesinin sirtinda tasidigi torbaya koyarmis ve böylece de hava kararmaya baslayincaya kadar kenger toplamislar. Artik köye dönmek üzereyken Abla, kardesinin sirtinda tasidigi torbanin dolup dolmadigini anlamak için torbayi yere indirip bakmiski ne görsün, torbada bir tek kenger yok. Bu duruma sasiran iki kardes, ’Sabahtan beri topladigimiz kengerleri gizli gizli yedin degil mi?” Biz simdi eve nasil döneriz? üvey annemiz bizi öldürür!.. ’ deyip çikismis kardesine. Kardesi ise ’Hayir abla, bana yemem için verdigin bir tek kengerin disinda yemin olsun ki yemedim!’ demis. Ancak ablasini bir türlü inandiramamis. ’Abla eger hala bana inanmiyorsan istersen karnimi aç da bak!’ demis. Ablasi almis biçagi karnini yarmis bakmis ki kendisinin verdigi bir kengerin disinda midesi bombos kardesinin, megerse kengerleri o yememis!... Kardesi dogru söylemis. Kardesinin karnini dikmeye çalismissa da kardesi oracikta ölmüs. Gidip torbaya tekrar bakmiski torbanin dibi delik ve sabahtan bu yana topladiklari kengerlerin döküldügünü anlamis. Meger üvey anneleri onlara (aksam kötülük etsin diye) dibi delik torbayi vermis. Kardesine inanmamakla hata yapip onun ölümüne sebep olan abla, bu aci ve vicdan azabiyla neye ugradigini sasirmis ve orada bulunan pinarin suyuyla kardesini yikayip aglaya aglaya gömüvemis. Gömütün yeri belli olsun diye de basucuna bir fidan dikmis. Eve döndügünde kardesini soran babasina. ’O biraz yoruldu oduncularla gelecek’ demis. Oduncular gelmis, çocuk gelmemis. - Nahirla gelecek demis. Nahir da gelmis, ama çocuk yine yok. - Davarla gelecek. Davar da gelmis çocuk hala ortalada yok. Genç kiz bir yandan baba korkusu, diger yandan vicdan azabiyla kivrilmis,yanmis, tutusmus parça parça olmus yüregi. Kardesine inanmamakla hata yapip onun ölümüne sebep olan abla, bu aci ve vicdan azabiyla Allah’a yalvarmaya, dua etmeye baslamis. ’Allah’im beni pepuk kusu yap bu daglara sal ki dünya döndükçe daglardan daglara kardesim diye seslenip durayim!...“ Efsane bu ya o gece kizin dilegi kabul olur, genç kiz o gece Allahtan, pepuk kusu olmus ve gidip kardesinin basucundaki agaca konup hep kardesi için seslenip durmus. Ve iste o gün bu gündür bu kiz, pepuk kusu olarak daglarda oradan oraya dolasarak, kardesini öldürdügü için herkese kendini ihbar eder durur: Her bahar mevsimi kengerin yerden bitmesi ile beraber pepuk kusunun acikli ötüsü de baslar. (Zazaca) “Phepu” “Kheku” “Kam kerd” “Mi kerd” “Kam kist” (çist) “Mi kist” (çist) “Kam süt” “Mi süt” “Ax! Ax! Ax!” (Kürtçe) ’Pepuu’ “Kekuu” “Ke qir?” “Min qir” ’Ke kust?’ ’Min kust’ ’Ke sust?’ ’Min sust’ “Ah! ah! Ah!” (Türkçe) ’Pepuu’ “Kekuu” (baba) “Kim yapti?“ “Ben yaptim” ’Kim öldürdü?’ ’Ben öldürdüm’ ’Kim yikadi?’ ’Ben yikadim’ “Vah! Vah! Vah!” Daglarda öten bu kusun bugün hala, kardesini öldüren o genç kiz oldugu söylencesi, Erzincan’in Caferli köyü ve diger çevre köylerde yaygin bir biçimde bu sekilde anlatilir... Onun çikardigi seslere bile acikli bir ifade ve anlam yüklenmis.
__________________
ilk meyvasını veren bir fidandan ham zerdaliler toplayıp uzun yollar boyunca esaret ve zafer üstüne marşlar söylemiştik yaşadığın günlerin hesabını soranlara bildiğin marşları söylemeyi unutma . |
20-05-2007, 00:37 | #2 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Bulunduğu Yer: BELCIKA
Yaş: 51
Mesajlar: 3,426
Tesekkür: 1634
|
Huzunlu bir hikaye, guzel bir paylasim
tesekkurler bizimle paylasyigin icin, emegine saglik
__________________
Nedenki Bu amaçsız yaratilis, yokolacaksa bir gün her yaratılmış ? [email protected] |
20-05-2007, 12:50 | #3 |
Dost
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: istanbul
Mesajlar: 204
Tesekkür: 94
|
Yaşlılarımızdan bu hikayeyi birkaç kez dinlemiştim. Paylaşımın için sağol dostum.
NEREYE GİDECEĞİNİ BİLMİYORSAN
VARDIĞIN YERİN HİÇ ÖNEMİ YOKTUR |
20-05-2007, 13:08 | #4 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: LAMEKAN
Yaş: 52
Mesajlar: 1,442
Tesekkür: 970
|
bende dinledim kuş bu şekilde öttüğü kesin bir bilgi
__________________
ilk meyvasını veren bir fidandan ham zerdaliler toplayıp uzun yollar boyunca esaret ve zafer üstüne marşlar söylemiştik yaşadığın günlerin hesabını soranlara bildiğin marşları söylemeyi unutma . |
20-05-2007, 15:58 | #5 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Bulunduğu Yer: Yer yüzü
Mesajlar: 1,446
Tesekkür: 19
|
doğrudur pepuk kuşu gerçekten de varmış bizim büyüklerde duymuş
sağol dostum güzel bir paylaşım. |
20-05-2007, 16:45 | #6 |
Dost
Üyelik Tarihi: Nov 2006
Bulunduğu Yer: kimse bilmez nereli oldugunu?
Mesajlar: 1,169
Tesekkür: 0
|
ben bu efsaneyii kucuklugumden beri bilirim cok guzel aslinda cok ders verici bir efsane emegine saglik bir kez daha hatirladim
__________________
SENI ANLAMAK YASMAKTIR SENI YASAMAK AMANSIZLIGA KAVGA VE POSTAL SESLERI ARASINDA DIRENGENLIGE DURMAKTIR SENI BILMEK YASAMI BILMEK SILAH OMZUNDA TOPRAGA DUSMEKTIR SENI ANLATMAK EYLULU GUNLERI GECMISE YOLAMAKTIR` BANA MAVI ETIKETLI BIR RAKI GETIR DIYARBAKIR’DAN BIR AVUC TOPRAK BİTLİS’TEN BIR TUTAM TÜTÜN AVUCLARINDAN İÇECEGİM BIR TAS SU GETIR MUNZUR’DAN BANA ISTANUL’DAN BIRAZ LODOS MALATYA’DAN SARI KAYISILAR GETIR BANA KENDINIDE GETIR MEMLEKETIMDEN SENINLE BIRLIKTE GETIR MEMLEKETIMI |
20-05-2007, 18:05 | #7 |
Dost
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 68
Tesekkür: 8
|
kardeş bu bepuk kuşu hala var bizzat ben biliyom
aynı hikaye sivas civarında da anlatılıyor .yanlış hatırlamıyorsam kuş <yusuf gel süt iç> gibi guguk sesleri cıkarıyor Konu mıçolee tarafından (20-05-2007 Saat 18:07 ) de değiştirilmiştir. |
Tags |
dersim, efsanesi, kuşu, pepug |
|
|