Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Serbest Bölge!
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Serbest Bölge! Kategorize edemediğiniz her telden konuyu bu başlık altında tartışabilirsiniz.

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 14-08-2007, 12:44   #1
Dost
pınar09 - ait Avatar
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
173 mesajina 805 kez tesekkür edildi
 pınar09 isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Arrow Hrant Dinkin Katledilmesini Koşullayan Gerçek...

ABD'NİN TÜRKİYE'Yİ BÖLGE POLİTİKALARINAAKTİF BİÇİMDE KATMA İHTİYACI HRANT DİNK'İN KATLEDİLMESİNİ KOŞULLAYAN GERÇEK NEDENDİR
siteadi.com - Hrant Dinkin Katledilmesini Koşullayan Gerçek...
İnsanı insan olarak değil, politikanın malzemesi bir nesne olarak görmek, emperyalizme özgü bilinen bir niteliktir. Bu nitelik, politik hesapların gerektirmesi halinde bombalamalar, suikastlar, toplu katliamlar yapmak veya toplumca kutsal sayılan kimi değerlere saldırarak bunun sonuçlarını yönlendirmek biçiminde dışavurabiliyor. Bunun için özel örgütlenmeler oluşturmak veya mevcut devlet organlarını bu amaçla kullanmak, emperyalizmin elinin uzandığı her ülkede başvurulan bir yöntemdir.

Lübnan'da Cemayel suikastinde de Türkiye'de bayrak provokasyonu, Danıştay saldırısı, vb olaylarda da belirttiğimiz gibi bu tür eylemlerin sonuçlarını, kim daha güçlü/örgütlü ise o kendi lehine çevirir ve genellikle olayların ardındaki gerçek fail de odur.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'e yönelik saldırı sonrasında oluşan tepkiler, özel bir gayretle, tüm kesimlerin ortak refleksi gibi yansıtılmak istendi. Halkların olguları doğru okuyabilme kabiliyeti üzerinde geçici körlük etkisi yaratma potansiyeli taşıyan bu, görüntüleri tek renge boyama gayreti, özelde Hrant Dink olayına genelde iktidar odaklarının yönetme atraksiyonlarına yönelik değerlendirmelerin, istenenin dışına taşmasını önlemeye dönüktür.

Saldırı sonrasında hemen tüm manşetlerde olayın kınanması, kimilerince olumlu bulunmuş, bu tür saldırıların tekrarını önleyebilecek bir barikatın basın ayağı olarak görülmüş olabilir. Gerçekte ise bu tek ses, olayın organizasyonunda ne denli güçlü bir elin bulunduğunun ve medyanın artık manipülasyonda ne denli doğrudan rol aldığının işaretidir.

"Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur" diyen; Kürt, Ermeni kelimelerini küfür niyetine kullanan, sistem karşıtlığının linçle cezalandırılmasını alkışlayan; ırkçı milliyetçiliği kamçılayarak başka halklara/coğrafyalara saldırıyı meşru gösteren devlet yetkililerinin ve bunlara fikri/psikolojik zemin oluşturan medyanın, döktüğü gözyaşlarının timsah gözyaşları olduğunu anlamak, yukarıda bahsettiğimiz renkleri ayrıştırmaktan ve saldırının arka planını okumaktan geçiyor.

Sanki huzur içinde bir ülke yaratılmış gibi saldırıyı istikrarı bozmaya dönük bir komplo olarak görmek de yanıltıcı atraksiyonlardan biridir. Küçük ve orta burjuva kesimlerin yönalmaya yatkın niteliklerini kaşıyarak sonuç almaya alışmış iktidar odakları, örneğin milliyetçi hezeyanlar için nasıl bu kesimlerin tezahürat gücünü kullanıyorsa, olay sonrasında tepkiyi istenen mecrada akıtmak için de aynı kesimin reflekslerini yönlendirme eğilimi içinde oldu. Bu nedenle ne manşetlerden, ne TV sohbetlerinden, ne de cenazede öne çıkarılan psikolojik ortamdan doğru sonuca varılması beklenmemelidir.

Sansasyonel etkiye sahip bu tür eylemler, Ağca'dan bugüne sıkça rastlandığı gibi, ortaya bir fail çıkartılsa dahi, genellikle kişisel duygularla yapılmış gösterilmekte ve sonuçta en çok birkaç kişiden oluşan bir davaya konu edilerek kapatılmaktadır. Ne var ki böyle sonuçlansa dahi bu tür eylemler, okuyabilen için, içinden geçilmekte olan döneme dair güçlü veriler sunar. Ayrıca o ana dek sınırları belirmiş ama net görülmeyebilen saflaşmaların daha net çizgilerle dışavurmasını sağlar. Daha önce de yazdığımız gibi toplum üzerinde güçlü etkiler bırakan bu eylemlerden; o süreçte kim daha güçlüyse, yani rüzgarı kim arkasına alabiliyorsa, o yararlanır.

HRANT DİNK'İN KATLEDİLMESİ SALT IRKÇI-MİLLİYETÇİLİĞİNTIRMANIŞIYLA AÇIKLANAMAYACAK DENLİ KAPSAMLI BİR OLAYDIR

Dünya ölçeğinde gerek askeri varlığının yaptırım gücü, gerekse ekonomi üzerindeki insiyatif açısından sürekli bir düşüş gösteren ve ekonomisindeki kötüye gidişi durduramayan ABD, daha önce de belirttiğimiz gibi bu sürecin etkili aktörlerinin(Rusya, Hindistan, Çin, vb.) önünü, enerji kaynakları ve taşıma yolları üzerinde tam ve kesin denetim sağlayarak kesmeyi amaçlıyor. Irak'ta petrolün geleceğine dair bugünden kararlar almak, Hürmüz Boğazı'na patriot yerleştirmek, Suudi Arabistan'la gerilen ilişkileri düzeltmek gibi İran'a müdahale etmek de bu adımlardan biridir. ABD, askeri müdahale olasılığının zayıf olduğu bugünkü koşullarda, İran'ı, içindeki sorunları kaşıyarak istikrarsızlaştırmayı; sürtüşmelerle, tehdit, ambargo, vb yöntemlerle sürekli basınç altında tutmayı amaçlıyor. Ancak, Irak sorunu dahil çeşitli nedenlerle bölgede yaşadığı sıkışma, geleneksel işbirlikçi rejimleri politik bir bileşen olarak istediği zaman ve oranda kullanmayı güçleştiriyor. Böyle bir süreçte Türkiye'ye, özellikle komşusu olduğu ülkelere dönük ABD politikaları bağlamında birtakım görevler biçilmiş gibi görünüyor. MİT Müsteşarı'nın "Türkiye'nin bekle-gör-tavır al politikası izleyemeyeceği; statükocu davranılamayacağı ve gecikmeden aktif politikalar geliştirilmesi gerektiği" vurgusu, T.Erdoğan'ın Saddam'ın idamından sonra, "Artık öncelikli işimiz AB değil Irak'tır" açıklaması ve ABD ile Türkiye arasında yoğunlaşan diplomatik trafik bunun dışavuran ilk göstergeleridir.

Ne var ki Türkiye'de ABD karşıtlığının %96'ya çıkmış olması, uygun bir partneri uygunsuz duruma düşürüyordu. İşte ABD, bu karşıtlıkta önemli rol oynayan ve gerçekte homojen olmayan milliyetçi paydanın, Susurlukvari örgütlenmelerden oluşan kesimini yıpratmayı hedefe koymuştur. Bu amaç, Hrant Dink'e yönelik saldırı sonrasında gazetelere hakim olan genel bir nitelikti; Kerinçsiz, Veli Küçük, Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, vb isimler bu bağlam içinde öne çıkarıldı. Kısacası, bugüne dek devlet folluklarında büyütülen ırkçı-milliyetçilik, Hrant Dink'e yönelik suikastın istenen biçimde gerçekleştirilmesinde ihtiyaç duyulan rolü oynamıştır; kurşunu da sıkmıştır; ama, gerçek katil ABD'dir.

Bir taraftan Türkiye ile ilişkilerini sıcak tutmak isteyen, diğer taraftan Kürt peşmergeleri Bağdat'ta savaştırmaya başlayan ABD, Kerkük konusunda da sıkışmış durumdadır. Ne var ki bu, Türkiye'nin Kerkük üzerinde şu veya bu oranda insiyatif kurabileceği anlamına gelmiyor. Bugüne dek kopartılan fırtına, iç kamuoyuna dönük siyasal çıkar ve göz boyama amaçlı atraksiyonlardan ibarettir. ABD'nin Türkiye'yi bölge politikalarına dahil etme isteği Türkiyeli egemenler tarafından Kerkük'le kamufle edilmekte, Kerkük de oradaki Türkmenlerin mağduriyeti ile gerekçelenmektedir. Doğrudur, Kerkük'te Türkmenler vardır. Kürt feodal önderliklerin Kerkük'ü Kürt kenti ilan etme gayretleri içinde olduğu da doğrudur. Ne var ki, hangi sebeple olursa olsun Türkiye'nin ABD egemenliği altındaki Irak'a geçmişte olduğu gibi girme veya ABD'nin izni olmadan etkili müdahalelerde bulunma şansı/koşulu yoktur. Yani son zamanlarda şahlandırılan ve AKP afişlerinde olduğu gibi "Kurban Olam Ayına Yıldızına" biçiminde kabalaştırılmış biçimler alan ve siyasi partiler arasında adeta bir yarışa konu olan milliyetçilik, ABD'nin bölge politikalarında daha etkili rol alabilme gayretlerini gölgelemeyi de amaçlıyor. ABD bu süreçte, Mahmur Kampı'na yönelik operasyon gibi göstermelik adımlar atabilir veya Türk ordusunun sınır ötesine çok sınırlı boyutlarda sarkmasına göz yumabilir. Bu da ABD'ye dönük tepkileri yumuşatma amacı taşıyacaktır.

Emperyalizmin, çıkarları çerçevesinde politik cinayet dahil her yola başvurduğu bir dönemde, demokratikleşmenin güncel tüm araçları, tepeden tırnağa bir demokratikleşmenin zorunlu koşulu olan demokratik devrim için birer basamak olarak görülmeli; gelecek-bugün ilişkisi doğru kurulmalıdır. Örneğin rejim, 301'nci maddeyi başka bir madde ile ikame ederek yoluna devam edebilir. Bu nedenle mücadele, daha bilinçli yöntem ve taleplerle sürdürülmeli, daha etkili ve kalıcı kazanımlar amaçlanmalıdır. Bu çerçevede oluşturulan ve tüm milliyetlerden emekçi halklarımızın hak ve özgürlüklerini gözeten bütünlüklü bir program, aynı zamanda kardeşlik için de uygun bir zemin oluşturacaktır.
(Alıntıdır)

__________________
Ben bir ırmağım, dağlardan coşarım
Akma deme bana, ben akarak yaşarım
  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
dinkin, gerçek, hrant, katledilmesini, koşullayan


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:33 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1