siteadi.com - Bayan hakimden savcıya demokrasi dersi
30 yıl önce çatışmada öldürülen ODTÜ öğrencisi Ertuğrul Karakaya'yı mezarı başında anan 73 yaşındaki annesi Ayşe Karakaya'yla birlikte 19 kişinin ''suçu ve suçluyu övdükleri'' iddiasıyla yargılandıkları davada beraat kararı veren hakim, gerekçesinde davayı açan savcıya demokrasi ve hoşgörü dersi verdi.

"Ertuğrul Karakaya'nın 'suç işlediği', 'suçlu' olduğu hususunda herhangi bir mahkeme kararı mevcut değildir" diyen hakim Nuray Şakrak, kişinin suç işlediği-suçlu olduğu ancak mahkemece verilmiş bir karar ile sabit olabilir dedi ve Karakaya'yı hukuki olarak da suçsuz ilan etti.

Karakaya'yı mezarı başında ananların attığı “devrim şehitleri ölümsüzdür, Ertuğrul yaşıyor, mücadele sürüyor, devrimci gençlik çizdiğiniz yolda” şeklindeki sloganların da herhangi bir suçu ya da suçluyu övme niteliğine de sahip olmadığını belirten hakim, "Bunlar demokratik toplumun olmazsa olmaz “çokseslilik”, “tolerans” ve “hoşgörü” gerekleridir." diyerek ders gibi bir karara imza attı.

OĞLUNU ANAN GÖRME ÖZÜRLÜ ANNEYE DAVA

8 Haziran 2005’te arkadaşları ve ailesinin Ertuğrul Karakaya'nın mezarı başındaki anma töreninde Ertuğrul Kaya'nın 73 yaşında ve görme engelli annesi ve 18 kişi hakkında, güvenlik kuvvetlerine silahlı direnme göstermek suretiyle suç işlediği iddia edilen Ertuğrul Karakaya'nın ölüm yıl dönümü olan suç tarihinde umuma açık mezarlık içinde aleni olarak işlenen suçu ve suçluyu övme iddiasıyla, TCK'nin 215/1 maddesine göre 2 yıl hapis istemiyle Salihli Cumhuriyet Savcısı Seyfullah Öselmiş tarafından dava açılmıştı. Davaya itiraz eden avukatlar mahkemeden "Ertuğrul Karakaya"nın işlediği suçun ne olduğunu ve hangi suçun övüldüğünü sordu. Mahkemeden gelen yanıtta Karakaya'ya ait bir suç olmadığı belirtildi. Avukatlara verilen yanıtta ayrıca Osman Özdemir'in Karakaya'nın katil zanlısı olarak daha önce yargılandığı ancak serbest bırakıldığı da bu yargılamada ortaya çıktı. Bu durumu ilk kez öğrenen avukatlar 28 yıl sonra davayı temize götürdüler ve serbest bırakılan sanığın yeniden yargılanmasını talep ettiler. Manisa'nın Salihli ilçesinde, 30 yıl önce öldürülen ODTÜ öğrencisi Ertuğrul Karakaya'yı mezarı başında anan 73 yaşındaki annesi Ayşe Karakaya ile törene katıldıkları iddia edilen 19 kişi, ''suçu ve suçluyu övdükleri'' iddiasıyla haklarında açılan davadan beraat etti.

DEMOKRASİ DERSİ GİBİ GEREKÇELİ KARAR



Salihli 1. Sulh Ceza Mahkemesi hakimi Nuray Şakrak verdiği beraat kararının gerekçesinde hem davayı açan savcıya hem de tüm hukuk camiasına adeta demokrasi dersi verdi. Gerekçeli kararına "Anayasanın 38/4. maddesi; “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmünü içermektedir." cümlesiyle başlayan hakim, tüm sicil kayıtlarına göre Ertuğrul Karakaya'nın suç işlediği ve suçlu olduğu yolunda bir delil bulunmadığını belirterek şu görüşlere yer verdi: "Kişinin suç işlediği-suçlu olduğu ancak mahkemece verilmiş bir karar ile sabit olabilir. Oysa belirtildiği üzere ERTUĞRUL KARAKAYA, herhangi bir mahkemece herhangi bir suçtan dolayı hükümlü değildir. Kendisi hakkında kesinleşmiş bir ceza hükmü bulunmamaktadır. Bu durumda Anayasanın 38/4. maddesi uyarınca ERTUĞRUL KARAKAYA’ nın, suçlu olarak kabul edilmesi de mümkün değildir. Bir kişinin, bir grubun ya da bazı bilgi ve belgelerin başlı başına bir kişiyi suçlu ya da bir eylemi suç olarak belirlemesi demokratik ve hukuk devletinde kabul edilemez. Bu durumda, mahkememizce, kesim hüküm ile suç işlediği sabit olmayan bir kimsenin, “işlediği bir suçun” ya da “suçu işlediği için kendisinin” övülmesinin de mümkün olamayacağı; dolayısıyla yargılamaya konu olayda atılı suçun unsurlarının oluşmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

"DEVRİM ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR" SLOGANI DA AKLANDI

Ayrıca, düzenlenen anma töreni sırasında atıldığı iddia edilen “devrim şehitleri ölümsüzdür, Ertuğrul yaşıyor, mücadele sürüyor, devrimci gençlik çizdiğiniz yolda” şeklindeki sloganlar, herhangi bir suçu ya da suçluyu övme niteliğine de sahip değildir. İfade özgürlüğü demokratik bir toplumun zorunlu temellerinden biri olup; toplumun ilerlemesi ve her bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini teşkil etmektedir. Bunlar demokratik toplumun olmazsa olmaz “çokseslilik”, “tolerans” ve “hoşgörü” gerekleridir.



Mahkememizce, anma töreni sırasında atılan sloganların, bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği, sloganların başlı başına bir suçu ya da suç işleyen bir kişiyi övme niteliğine sahip olmadığı, dolayısıyla suçun unsurlarının bu bakımdan da oluşmayacağı kanaatine varılmıştır.

ERTUĞRUL KARAKAYA KİMDİR?

Ertuğrul Karakaya (1955 - 8 Haziran 1977) 1977 ODTÜ'de Öğrenci Temsilcilerinin örgütlediği boykotta Güvenlik güçleri tarafından öldürülen devrimcidir. Ankara Yüksek Öğretim Derneği, Devrimci Yol, Devrimci Gençlik gibi örgütlerde yer almıştır. 1955 Uşak'ın Eşme ilçesine bağlı Güney Köyü'nde doğan Ertuğrul Karakaya'nın ailesi Salihli'ye göçer. Annesi Ayşe Karakaya Salihli Devlet Hastanesi’nin Kadın Doğum Servisi’nde hasta bakıcılık yapmaktadır. Babası ise işsizdir. İlkokuldan sonra Darüşşafaka’nın sınavlarını kazanıp İstanbul'da yatılı okumaya başlar. Daha sonra ODTÜ'de mühendislik öğrenimine başlar.ODTÜ Öğrenci Temsilciliği Yönetim Kurulu sözcüsü iken 13 Şubat 1977'de Hasan Tan'ın ODTÜ'ye rektör olarak atanması nedeni ile başlayan boykotta sözcü olması nedeni ile öne çıkar. O dönemde ODTÜ'ye giriş ve çıkışlarda Jandarmanın yaptığı rutin aramaların bir gruba yapılmaması nedeni ile Öğrenci Temsilcileri ile jandarma arasında tartışma çıkar. Jandarmanın zaten içeride olan temsilcilerin üstünü aramak istemesine Ertuğrul Karakaya karşı çıkar. Karakaya'nın tekrar okulun içine doğru koşması üzerine jandarma ateş açar. Ertuğrul vurulur ve yere düşer. Yanına koşan jandarma üstüne bir de Ertuğrul´ü süngüler. Gelen ambulans jandarma tarafından geri çevrilir. Ertuğrul 45 dakika can çekişir. Ancak, Karakaya orada ölür. Cenazenin Ankara'da yapılmasına izin verilmez. On bin kadar güvenlik gücünün görev aldığı Salihli'deki cenaze törenine yüz bine yakın kişi katılmıştır. O günden sonra ODTÜ'nün A1 giriş kapısı, Karakaya Kapısı olarak bilinir.

Alıntı...Derleme....Yorum