Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Siyaset Kösesi
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 29-06-2013, 23:22   #1
Can Dost
Üyelik Tarihi: Sep 2006
Mesajlar: 2,951
Tesekkür: 12988
794 mesajina 2412 kez tesekkür edildi
 Malik DOSTELi isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı Büyük Tehlike - Müslüman Misyonerliği Projesi

Müslüman Misyonerliği Projesi (1) - Mehmet BORi - 19/06/13 - 8:36
siteadi.com - Büyük Tehlike - Müslüman Misyonerliği Projesi



Bir önceki yazımızda Fetullah Gülen Cemaati üzerinden yürütülen CIA’nın Müslüman Misyonerliği projesini anlatacağımızı söylemiştik.


Mehmet BORİ
Bu yazımızda Graham Fuller’in “İslam’ın evrimini yönlendirme politikası ve onlara bizim düşmanlarımızla savaşmaları için yaptığımız yardım Afganistan’da harika bir şekilde çalışmıştır. Aynı doktrin Rusya’nın geri kalanını istikrarsızlaştırmak ve özellikle Çin’in Orta Asya’daki etkisine karşı koymak için kullanılabilir” sözlerinin ne anlama geldiğini inceleyeceğiz.

Afganistan Savaşı (1979) ve Vahabi-Selefi İslam’ın kullanılışı

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin (SSCB) 1979’da Afganistan’ı işgal etmesiyle birlikte, ABD’nin SSCB’yi “çevreleme (containment) ve geriletme (rollback)” stratejisi kapsamında uyguladığı asimetrik savaş yeni bir boyut kazandı. Nükleer dehşet dengesine dayanan Soğuk Savaş döneminde yürütülen bu savaşta, ABD’nin doğrudan silahlı kuvvetlerini kullanması mümkün değildi. Sovyetleri, Afganistan’dan çıkartmak için ABD’nin seçtiği yol Vahabi-Selefi İslam’ı kullanmak oldu. Bu anlayışla yetiştirilen mücahitler Sovyetlere karşı savaş sahnesine sürüldü.

Kendisinden çok daha güçlü bir orduya karşı yürütülen gerilla savaşında, mücahitleri başarıya götüren en büyük faktör, ABD’nin sağladığı para, lojistik ve silah desteği değil, inançtı. Bu mücadelede ölümü göze almak gerekiyordu. İnsanın hayatını hiçe sayması için çok büyük bir inanışa, ulvi bir ideale sahip olması gerekmekteydi. Bu inanç, mücahitlere “Vahabi-Selefi” öğretisi kapsamında aşılandı. Bu öğreti kapsamında radikalleşen mücahitler, uzun süren gerilla savaşları sonunda, Sovyetleri Afganistan’dan çıkarmayı başardılar. Böylece Usame Bin Ladin önderliğindeki El-Kaide de doğmuş oldu.

Sovyetlerin dağılmasıyla Orta Asya’da oluşan boşluktan faydalanma stratejisi

ABD’nin Sovyetleri “çevreleme ve geriletme” politikası başarılı olmuş ve Birlik 1991’de dağılmıştı. Sovyetlerin dağılmasıyla ortaya çıkan 15 bağımsız devletten, 7’si Müslüman ve Türk kökenine sahip halklardan oluşmaktaydı (Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Moldova). Sovyetlerden geriye kalan Rusya Federasyonunun içinde de yaklaşık 22 milyon Müslüman’ın yaşadığı özerk bölgeler mevcuttu. Ayrıca Çin’in Sincan Uygur Özerk bölgesinde de Müslüman ve Türk kökenli çok önemli bir nüfus vardı. Orta Asya olarak adlandırılan bu bölge, sahip olduğu çok zengin petrol, doğal gaz ve maden kaynakları açısından önümüzdeki yüzyılın küresel mücadelesini belirleyecek stratejik bir öneme sahipti.

Bu konuda Obama’nın danışmanlığını da yapan Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası (The Grand Chessboard) isimli kitabında; “Amerika için jeopolitik büyük ödül Avrasya’dır… Amerika’nın küresel liderliği doğrudan doğruya Avrasya Kıtasındaki üstünlüğüne ve etkinliğine bağlıdır… Amerika’nın öncelikli çıkarı, herhangi bir gücün bu jeopolitik bölgeyi tek başına kontrol etmesini engellemek ve her hangi bir küresel topluluğun finansal ve ekonomik açıdan engelsiz bir şekilde bu bölgeye ulaşmasını önlemektir.” diye yazıyordu.

Bölgedeki Türk Cumhuriyetleri, Rusya’dan bağımsızlıklarını kazanmalarına rağmen, denize çıkışları olmadığından yine Moskova’ya bağımlı durumdaydılar. Bu ülkelerin ekonomileri, Sovyetler döneminde Rusya’ya bağımlı şekilde inşa edilmişti. Okullarda çoğunlukla Rusça eğitim alan bölge insanı, neredeyse kendi dillerini unutmuştu. Komünist sistemin Sovyet İnsanı yetiştirme idealleri, bölge halklarını dini inançlarından uzaklaştırmış ve neredeyse etnik kimliklerinin kaybolmasına sebep olmuştu. Yaklaşık 70 yıl Sovyet kültüründe yaşamış olan bölgenin, Rusya’nın kendisini toparlamasıyla tekrar Moskova’nın güdümüne girmesi kaçınılmaz gözüküyordu.

Afganistan’da kullanılan Vahabi-Selefi kökenli İslam’ın bölge ülkelerini Rusya’dan uzaklaştırmak için kullanılması pek mümkün gözükmüyordu. Çünkü bağımsızlığını kazanan Özbekistan ve Kırgızistan gibi ülkelerde kısa süre sonra Afganistan kaynaklı Vahabi-Selefi akımların etkileri görülmeye başlamış ve çok büyük tepkiyle karşılaşmıştı. Radikal İslam’ın, uzun süre Sovyet vatandaşı yaratma politikasıyla yetişen bölge halkları üzerinde etkili olması oldukça güçtü. Ayrıca Radikal İslam, ABD ve Avrupa sermayesinin de bu bölgede hareket serbestîsinin önünde bir engel teşkil edebilirdi. Daha ılımlı yeni bir projeye ihtiyaç vardı.

Bölge insanı etnik köken olarak Türk, dini açıdan ise Müslüman kimliğini taşıyordu. O halde yapılması gereken bölge insanın Türk ve Müslüman kimliğini yeniden inşa etmekti. Böylece bölge ülkeleri kültürel kimlik olarak Rusya’dan uzaklaşacaklardı. Fakat ABD tek başına Türk milliyetçiliği ve Müslüman Misyonerliği yapamazdı.

Sonuç olarak bu görev Türkiye’ye verildi ve taşeron firması olarak da Fetullah Gülen Hareketi tayin edildi. İşte Müslüman Misyonerliği projesi budur.

Projenin Amacı

Bu proje çerçevesinde, CIA bir taşla tam beş kuş vurulmak istemektedir:

Rusya’nın çevrelenmesi
Dini akımlar ve milliyetçiliğin Rusya’nın Hristiyan ve Rus kökenli olmayan federal yapılarına etki etmesiyle gelecekte Rusya’nın istikrarsızlaştırılması
Türk Cumhuriyetlerinin istikrarsızlaştırılması ile kendi enerji kaynaklarını yatırıma dönüştürmelerinin engellenmesi
Çin’in bölgeye nüfuzunun önlenmesi ve gelecekte Sincan Uygur bölgesinde çıkarılmak istenilen karışıklığa zemin hazırlanması
Rusya ve Çin arasında inşa edilecek enerji koridorunun önlenmesi veya kontrol edilmesi
Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Türk hâkimiyeti

“Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Kadar Kaynaşmış Güçlü Bir Türk İslam Dünyası” sloganıyla 1990’ların başında başlayan bu projeye, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit gibi önemli devlet adamları da büyük destek vermiştir. Onların şahsi imzalarıyla yazmış oldukları referans mektuplarıyla bölge ülkelerinde hızla Cemaat okulları açılmaya başlanmıştır.

Hareketin yurt dışına yayılması, Türk Devletinin bilgisi dışında olamazdı. Türkiye’nin yumuşak gücünü oluşturan bu harekete başlangıçta “M”İT de büyük destek verdi. Fakat daha sonra hareket Türkiye’nin kontrolünden çıkarak küresel bir nitelik kazandı. Çok kısa sürede inanılmaz bir şekilde büyüyerek tüm dünyaya yayıldı.

Fetullah Gülen Hocaefendi Bamteli sohbetinde şöyle diyor: “Kıskançlığa giriyorlar, hasede düşüyorlar, cemaat diyorlar, hareket diyorlar, hizmet diyorlar, oturup kalkıyor batılıların islam-fobiası yaşadığı gibi, bir cemaatfobiası yaşıyor ve yaşatıyorlar. Ah keşke bilseler; cemaat yapmıyor, hareket yapmıyor, hizmet yapmıyor. Allah yapıyor (celle celaluhu). Ama O’na binlerce hamd ü sena olsun ki bu nesli bu nesl-i cedidi Allah böyle güzel şeylerde istihdam buyuruyor[1].”

Bütün bunları Cemaate Allah mı yaptırıyor yoksa CIA mı yaptırıyor veya Cemaat kendi kendine mi büyüdü yoksa CIA önünü mü açtı ona da siz karar verin.

Bir sonraki yazımızda hareketin dönüşümü ve yayılmasını inceleyeceğiz.



Kaynak: http://www.kemalistler.org/mehmet-bo...rligi-projesi-

  Alıntı ile Cevapla
Yandaki üye(ler) bu mesajindan dolayi Malik DOSTELi üyemize tesekkür ettiler
DEDE KARTAL (30-06-2013), MEHMETDOST (02-07-2013)
Cevapla

Tags
altinda, büyük, din, kisvesi, misyonerliği, müslüman, projesi, tehlike


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:44 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1