03-05-2007, 11:54 | #1 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
|
Ülkemin(?) her harikasına karışan Yaşam...
Şafak vaktine az kaldı...
siteadi.com - Ülkemin(?) her harikasına karışan Yaşam... Toprağım yağmurun çiseleyen damlalarıyla sulanmış, güneş doğmaya hazırlanıyor... Ülkemin özlem ve hasret kokusu sarmış her bir yanı... Toprağımdan esen rüzgara karışan misler, yüreğimde huzur ve hüzün ikilemini yaşatan bir sızı, bir duygu doğurdu... Hani derler ya, her varlığın bir ruhu, bir dili ve nesilden nesile miras edilen bir mesajı vardır... Geceden kalan bir köz aniden ısı veriyor, aniden parsellenip tozuyla havaya karışıyor, ben bu manzarayı seyrediyor ve dalıyorum... Yürüyorum tepeye doğru, güneş doğmak üzere, izini izliyorum, aynen senin arzu ettiğin gibi tertemiz duygular ve bir çocuğun saflığıyla seninle buluşmaya çalışıyorum, güneşin ışınlarında gülen ve parıldayan gözlerinle karşılaşıyorum ansızın... Hissediyorum seni güzel yoldaşım, güne seninle merhaba diyorum... Sen ülkemin her bir harikasına karışan yaşam... Heval Viyan... Seninle tanışmak, seninle yaşamak, erdemliliğe ve hakikata ulaşmakta yol almanın anlamıdır bizler için... Geçtiğimiz yıl 1 Şubat’ı 2 Şubat’a bağlayan gecede doğru yaşamanın gizemine katıldın, karanlığın en kuytu köşesine kadar sızdı sevdan senin... Öyle bir sevda, öyle bir tutku ki her türlü çürümüşlüğu zehirinden arındırırcasına bir iksir gibi... Bu iksirin dermanına varmayı bizlere devrettin komutanım... İnsanlığın her türlü çirkefliğe sürüklendiği anların en derin halleri dayatılıyordu bizlere. En kutsal olan değerlerimize, bunca bedel ile anlamlandırdığımız ilkelerimizle saldırılar yoğunlaşıyordu gün geçtikçe, artık vicdanın ürkek ve cılız olduğu bir döneme savrulmak isteniyorduk. Güneşimizin etrafını kara bulutlar ve sisler sarmıştı... Bir kez daha parçanlanmak, yalnızlaştırılarak en canlı renklerimize lekeler yaydırılmak isteniyordu... Doğrularımız ve yanlışlarımız bir karmaşada boğdurulmaya çalışılıyordu. Ancak sen gerçeğin yitmediği özlü yaşamın tohumlarının sahibisin hevalim... Belki de geçmişten bu yana mücadele süreçlerinde Güneşin zihinlerimizde aydınlatmak istediği doğruları bizler, arayışlarımızdaki belirsizlikler ya da kendi egemen zihin tutsağı yorumlarımızın ifadelerinde aradık. Egemenlik tarihinin kurumsallaşmasının ruhlarımız ve beyinlerimizde yarattığı düz bakış açıları, mutlaklık ve dogma olguları, yaşamın akışına, sırrına ulaşmamız önünde görülmez ama çelik kadar sert barikatlar oluşturdu. Özgürlüğe, birey ve toplum olgusuna olan yaklaşımlar, farklı şekillerde değerlendirildi. O açıdandır ki son dönemde yaşadığımız olgunlaşma sancıları bu kadar sarstı bizleri. Kimileri ümitsizliklerin, çaresizliklerin çemberinde eridi ve yok oldu... Kimileri bunlarla yetinmeyip yanılgının ta kendisini doğru sanıp bunu egemen kılmak istedi... Ama gerçek odur ki yanılgıların ve yanlışın ömrü, gerçeklerin gücü ve birliği karşısında yaşam sürmez değil mi güzel insan? İşte sen tüm bunlara karşı bir tavır oldun. Sen sözlerinle özgürlük molekülünü dirilten bir atom oldun. Vefasızları cezalandıran, ateşinle kirleri arındıran bir volkan oldun... Volkanının lavları halen seyir izliyor, izinde olmak senin sadeliğini ve yüreğindeki şeffaflığa kavuşma mücadelesini vermek ile anlam kazanır. Ben seninle bizimle paylaştığın satırların gizeminin ayrıntısında tanıştım, birçoğumuz gibi komutanım... Senin çoşkun, senin öfken ve en çok da senin sevginle tanıştım... Ülkemin her harikasına karışan yaşam rehevalim Viyan... Toprağımın özlem ve hasret kokan misine karıştın sen Amed’te, Süleymaniye'de, Mahabad'da, Dersim’de, Botan’da, Afrin’de, Kobani'de... Ülkemin her bir parçasında gözleri yıldızların parıltısında özlü yaşamın tohumundan filizlenen bir çiçeksin... Halen izliyorum seni güneşin batışı yaklaştı, ışınlarda gözlerin hala... Hissediyoruz ısıyı... İşte hakikat...
__________________
Serbest piyasa dostluklar ikilem kıskacında Hüküm sürüyor iktidar Hükümlü olmuşuz Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında Her gün, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki canavarı Her kuvvet, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki şeytanı DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
|
03-05-2007, 12:12 | #2 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
|
çok güzel bir yazıydı dostum,ellerine sğlık."gerçek şudur ki yanılgıların ve yanlışların ömrü,gerçekliğin gücü ve birliği sayesinde yaşam sürmez değil mi güzel insan?"gerçekten çok doğru.
|
03-05-2007, 12:14 | #3 |
Onursal Dost
Üyelik Tarihi: Feb 2007
Mesajlar: 1,415
Tesekkür: 0
|
Alıntı: pınar09´isimli üyeden Alıntı | Mesajı Göster
çok güzel bir yazıydı dostum,ellerine sğlık."gerçek şudur ki yanılgıların ve yanlışların ömrü,gerçekliğin gücü ve birliği sayesinde yaşam sürmez değil mi güzel insan?"gerçekten çok doğru.
Teşekkür ederim can.
__________________
Serbest piyasa dostluklar ikilem kıskacında Hüküm sürüyor iktidar Hükümlü olmuşuz Hükmettiğimiz çarkın sahte zarında Her gün, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki canavarı Her kuvvet, Biraz daha zalimleştiriyor İçimizdeki şeytanı DİLİMİN SINIRI DÜNYAMIN SINIRLARIDIR...
|
03-05-2007, 12:46 | #4 |
Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: ANKARA
Yaş: 48
Mesajlar: 4,240
Tesekkür: 87
|
valla zilan bende bu sözlere takıldım tek kelime ile mükemmel anlatılmış yaşam süreci
__________________
Kayıp kentin güzel insanı
Rüzgar esermi sizin oralarda? Ve Umut türküsü söylenirmi Sevda misali? Yada buradan sesimiz duyulurmu Bir SELAM desek dosta... |
Tags |
harikasına, karışan, yaşam, Ülkemin |
|
|