Dostun Sayfasi

Dostun Sayfasi (http://www.dostunsayfasi.com/)
-   Size Ait olan veya Beğendiğiniz Yazılar. (http://www.dostunsayfasi.com/size-ait-olan-veya-begendiginiz-yazilar/)
-   -   Kış Umutlarımızı üşütüyordu (http://www.dostunsayfasi.com/size-ait-olan-veya-begendiginiz-yazilar/9853-kis-umutlarimizi-usutuyordu.html)

ZiLAN 12-05-2007 10:00

Kış Umutlarımızı üşütüyordu
 
Kış sevmişti buraları anlaşılan...Mart ayı bitmek üzereydi ama o zemheri,kırıcı soguk göç etmeyi unutmus gibiydi. Evet kış için bu diyardan demir
almak zamanı çoktan gelmişti ama gitmek bilmiyordu. Kış o devasa cüssesiyle pervasızca sehrin üzerine kurulmuştu,sehirse bir türlü kıştan hoşlanmamıştı
ve hatta kışa kovarcasına bağırıyordu:Kışşşşş... Ama nafile...Kış arlanmaz bir misafir gibiydi,sehrin kovuşlarına aldırmayıp sırtındaki kamburu ve o
koca göbeğiyle şehrin semalarını yemyeşil bir bahçenin çimleri olarak belleyip çimlerin üzerine uzanırcasına şehrin üzerine çöreklenmişti. Yoksa,artık burayı
yurt edinmeyi mi düsünüyordu?Bilinmez ki...

Şehir,kışın güzellikten anlamayacağını anladı;tüm umudunu bu defa kadim iyilik tanrısı Hürmüze bagladı. Hürmüze inandı...Hürmüzün kötülük tanrısı Ahrimani
yenip şehirden kışı kovacağını umdu. Hürmüzün,baharı küçük bir çocuk gibi kucağına alarak geleceğini ve yasamın ılık nefesini şehre bahşedeceğini düşledi. Şehrin
insanları-tutsakları- hep bu ümitle, sabahları uyanır uyanmaz hemencecik pencerelerinin önünde soluğu alıyordu. Perdeyi aralamadan önce titrek bir heyecan
yumağı içlerine yapışıyor ve o heyecanla perdeyi yavasça araliyordular. Sonra o titrek heyecan yerini soğuk bir hüsrana birakiyordu;çünkü beklenen kurtarici
yine gelmemisti,üstelik ondan hiçbir belirti yoktu ortalikta. Kimisi de beklenen kurtariciyi sehrin sevgilisi olan nehrin sularinda ariyordu,ama nehir,sonsuz bir
uykuya dalmıştı;çünkü suları artik coskuyla akmiyordu,Ahrimanin buyruguyla her tarafi buz tutmustu. Iste sehirdeki kimi insanlar da don tutmus nehrin çözülmesini bekleyerek
Hürmüzün yolunu gözlüyordu. Bu sıralar sehrin her yanında acımasız bir uğultu dolaşıyordu. Bu uğultu Ahriman'in elçisi olan hoyrat rüzgarin sesiydi,her yeri
kasıp talan ediyor ve Ahriman'in onursuz galibiyetini küstahça haykiriyordu şehre,ardından kötülük tanrisi Ahrimanin beyaz üniformali askerleri-kar- gökyüzünden pirenalar
gibi hücuma kalkip sehri yagmalamaya basliyordu. Sehrin tutsaklari,bu baskilara karsi yilmiyor ve evlerinin içinde büyükçe atesler yakiyordu. Baharin her gelisiyle
beraber meydanlarda yakilan o büyükçe atesler yakilamamisti bu bahar. Iste o ates bu kez evlerin içinde yakiliyor,evlerin içinde gizli gizli yakilan o atesin asi dumani
açik birakilmis pencereden ayagina mektup baglanmis beyaz bir güvercin gibi uçuyor,belki de bir türlü gelmeyen Hürmüzden yardim dileniyor,sehrin adina imdat çigliklari
atiyordu. O asi duman beyaz bir güvercin gibi gökyüzünde süzülürken ansizin Ahrimanin elçisi hoyrat rüzgarin darbeleriyle silinip öldürülüyordu,Hürmüze yetisemeden...Bu her
evde yakilan esrarengiz ates neydi,neyin nesiydi:donmak üzere olan ümitlerini hayata döndürmek için mi yakilmisti,yoksa Ahrimanin beyaz üniformali askerlerine karsi kazilmis
bir siper miydi?Belki de eski bir gelenegi yasatiyordular;bu defa atalari gibi meydanlarda,senliklerde degil,evlerinin içinde koca atesler yakarak kurtaricilari
olan Hürmüze 'imdat çigligi' atiyordular...

Bugulanmis pencerenin ardinda disardaki kar'a ümitsizce bakan bir çocuk da,bugulanmis cama ' ÊDÎ WERE'* yazarak bahari çagiriyordu. Ama Hürmüz gelmedi,bahari getirmedi,getiremedi.
Ne aci ki, Hürmüz hür'lügü bu defa müjdeleyemedi. Yoksa bu defa tarih tekerrür etmemis miyd! yoksa bu defa Hürmüz Ahriman'a gerçekten yenilmis miyd! Iste sehirde kulaktan kulaga
hürmüzün yenildigi fisildaniyor,salgin bir hastalik gibi bu söylenti her yere yayiliyordu ve bu söylentiye göre Ahriman,Hürmüzü etrafi azgin sularla çevrili metruk bir kaleye
hapsedip egemenligini ilan etmisti. Artik sehrin her yerinde Ahriman'in hükümranligi sezinlenebiliniyordu. Lanetli bir karanlik sehri ablukaya aliyor gibiydi.
Iste bu yüzden sehrin insanlari disarilarda fazlaca kalamiyor, erkenden evlerine,siginaklarina kapaniyorlardi. Eskiden sehrin civil civil dolup tasan sokaklari,caddeleri simdilerde özellikle
geceleri belli bir saatten sonra issizlasiyor,mezar sessizligine bürünüyordu. Issizlasan caddelerde Ahrimanin usaklari olan koyu yesil zirhli araçlar dolaniyordu ve bu zirhli
araçlarin içinde kurbaga derili mutluluk azmanlari yasiyordu...

mnoocalan 12-05-2007 10:38

zilanım emeğine sağlık çok dokunaklı bir yazıydı burada hürmüz bahar olarak anlatılmış değilmi canım yoksa ben yazıyı anlamadımmı

ZiLAN 12-05-2007 10:47

Alıntı:

mnoocalan´isimli üyeden Alıntı (Mesaj 47287)
zilanım emeğine sağlık çok dokunaklı bir yazıydı burada hürmüz bahar olarak anlatılmış değilmi canım yoksa ben yazıyı anlamadımmı

Evet can bahar olarak anlatılmış.Gellek Spas..

pınar09 14-05-2007 08:29

yüreğine sağlık dostum.

AYIŞIĞI 14-05-2007 08:33

paylaşımına sağlık zilan dost


Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 23:11 .

Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1