26-05-2019, 00:55 | #1 |
Can Dost
Üyelik Tarihi: Apr 2010
Mesajlar: 1,058
Tesekkür: 1044
|
Şairlerimizin Uçurtma Şiirleri
1. İçerikler II, Edip Cansever
siteadi.com - Şairlerimizin Uçurtma Şiirleri Konuşuyoruz desem konuşmuyoruz da Ayrı ayrı şeyler düşünüyoruz üstelik Birbirimize bakarak Ne seviyoruz ne de sevmiyoruz birbirimizi Ne varız ne de yokuz gerçekte İki lamba gibiyiz, iki ayrı yerinden Aydınlatan odayı Değilsek de yakın birbirimize Uzak da sayılmayız büsbütün Gökyüzünde iki uçurtma başıboş Yan yanayızdır sadece 2. Size Olmayan, Turgut Uyar sana olmayan özlem bir şeye benzemiyor – bilinir ben yoğun içki severim ne kavurucu ne umursanmaz ne de bir şey kuyruksuz uçurtma gibi sokaktan biri geçiyormuş gibi başka bir özlemin öznesi sanki 3. Macera, Orhan Veli Kanık Küçüktüm, küçücüktüm, Oltayı attım denize; Bir üşüşüverdi balıklar, Denizi gördüm. Bir uçurtma yaptım, telli duvaklı; Kuyruğu ebemkuşağı renginde; Bir salıverdim gökyüzüne; Gökyüzünü gördüm. Büyüdüm, işsiz kaldım, aç kaldım; Para kazanmak gerekti; Girdim insanların içine, İnsanları gördüm. Ne yârdan geçerim, ne serden; Ne denizlerden, ne gökyüzünden ama… Bırakmıyor son gördüğüm, Bırakmıyor geçim derdi. Oymuş, diyorum, zavallı şairin Görüp göreceği. 4. Sorumlu, Özdemir Asaf İp der ki ipin ucuna: İpin ucunu sakın kaçırma.. Uçurtmadan sorumluyuz. Uçurtma der ki kuyruğuna Havaya kuyruk sallama Çocuklardan sorumluyuz. 5. Bir Hazin Uzaklık, Şükrü Erbaş Çocukların uçurtmalarına benziyorsun Biliyor musun… Rüzgârı hiç dinmeyen bir mavilikte Güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün. Ve ben çok aşağılarda Katı ülkesinde toprağın Tutulmuş heyacanına Titreyerek izliyorum süzülüşünü… Bir hazin hızla uzaklaşıyor her şey. 6. Tercan, Cemal Süreya İhtiyar adamla çocuk Ordadırlar Hiç konuşmazlar Çömelmiştir ihtiyar Bir olanak gibi Sıkmıştır avucunu Çocuğunsa – Göz göze gelebilirseniz – İpi kopmuş bir uçurtma Hızla uzaklaşır bakışlarından. 7. Sosyalist Uçurtma, Can Yücel Tut ki koyverdin kendini rüzgara Allı dallı bir uçurtmasın sen İpin ucu bir çocuğun elinde Artık havalardasın Öbür uçurtmalarla bulutlar içinde Takla-takla, cilet-cilet… Derken çocuk koyveriyor ipi elinden Serbestsin göklerde Takılmak üzre bir telgraf teline Bir mevsim orda kışlayacaksın… Kuyruğu gitmiş, kağıtlar parçalanmış Çıtalar kalmış tek senden geride Gelen geçen bakıp yine çocuk düşüyle sana İç çekseler de çekmeseler de Morgda morlaşmaktan daha iyidir Bunun ayrı bir aydınlığı Rüzgarı var Titreşimi, muştusu, ümidi… 8. Bulutlar Adam Öldürmesin, Nazım Hikmet Koşuyor altı yaşında bir oğlan, uçurtması geçiyor ağaçlardan, siz de böyle koşmuştunuz bir zaman. Çocuklara kıymayın efendiler. Bulutlar adam öldürmesin. 9. Küçük Kızın Türküsü, Gülten Akın Şimdi çocukları doyurup giydirdikçe Parklara, çarşılara götürdüğünde Kendini, kendi çocukluğunu Unutacak mısın yüreğim Dünya uçurtmayla balonken Kırmızı ve mavi tayfın bütün renkleri Sana zehir zindan edenleri Bağışlayacak mısın yüreğim. 10. Çocuk İşi, Avşar Timuçin Akşam iner günün son uçlarına Sular bütün değişti Çiçek açtı karanlık Sen dersin ki gece de gündüzdendir Sen dersin ki gök size Masmavi bir umuttur Uzar gider sonsuza Ben gök nedir anlamam Bildiğim Gök olmasa uçamazdı uçurtma 11. Ateş Deresi, Behçet Aysan ateş deresi iki tepenin arası uzak kıyılarında şehrin, varoşlarında kirli sarı dumanlar yükseliyor bacalarından. paslı çinkolarla kaplı çatılarında geçen yazdan kalmış uçurtma kuyrukları. yağmurlu bir öğle üzeri geçtim çamurlu yollarından bin dokuz yüz seksen birin şubat 12. Rüzgâr, Sezai Karakoç Uçurtmamı rüzgâr yırttı dostlarım! Gelin duvağından kopan bir rüzgâr… Bu rüzgâr yüzünden bulutlar yarım; Bu rüzgâr yüzünden bana olanlar… O ceviz dalları, o asma, o dut, Gül gül, mektup mektup büyüyen umut… Yangından yangına arda kalmış tut. Muhabbet sürermiş bir rüzgâr kadar. 13. Zaman Kırıntıları, Ahmet Hamdi Tanpınar Neye yarar hatırlamak, Neye yarar bu cılız ışıklı bahçelerde Hatırlamak geçmiş şeyleri, Bu beyhude akşam bahçesinde Kapanırken üstümüze böyle Zaman çemberi Hatırlıyor yetmez mi Güneşe uzanan ellerimiz! Aynalar sonsuz boşluğa Çoktan salıverdi çehremizi, Yüzüyoruz, İpi kopmuş uçurtmalar gibi. Biz uzak seyircisi bu aydınlık oyunun, Birdenbire bulanlar içlerinde Gülüncün sırrını, Ne kadar benziyoruz şimdi, Aynı tezgâhtan çıkmış testilere Bir şey, bir şey kaldırdı bütün ayrılıkları! 14. Uçurtma, Refik Durbaş Ev hapsinde küsülü hasret kuşu çocuklar Göz hapsinde aydınlık gurbet kuşu çocuklar Sonsuz sürgün babaları İş hapsinde günlerin keder kuşu çocuklar Düş hapsinde perişan ardıç kuşu çocuklar Mapusa bağlı yolları Uzun ömürlü mektuplarda adresi saklı çocuklar Kimi telli kavaklı gökyüzü kimi ipini salmış uçurtma ‘Görülmüştür’ yazıları 15. İkindiye Mandalinalar, Ergin Günçe cumartesi bayrak direğindeki baykuş gerçi bütün ötüşleri çıktı o sabah avluda oturdum mızıkam bozuk o, arada, uçurtmaya kadar süzülüyordu bütün gün ne oldu da görünmedi birazdan gelir cebinde mandalinalar üstümü örter, ıhlamur kaynatır hastayım gözlerimde, dizer alnıma saçlarımı benim yüzüm çerkes yüzüdür öğünür eğlenirken sam yeli kulaklarımla nişanlısını uzak bir yere götürmüşler “her şeyi bilirim ama” dedim, o zaman ağladı ey göklerde boğulan uçurtması hepsinden beyaz ve en yüksekte |
|
|