Tuzluçayir'dan Armutlu'ya : AKP, Alevilerden itaat Bekliyor...!!!

Sürgün*25 · 11-09-2013, 03:43

Tuzluçayır'dan Armutlu'ya: AKP, Alevilerden itaat bekliyor

siteadi.com - Tuzluçayir'dan Armutlu'ya : AKP, Alevilerden itaat Bekliyor...!!!

Ahmet Atakan kapsülle başından vuruldu ve 22 yaşında hayata veda etti. Direnişçiydi, Facebook hesabından isminin başına TC yazan Arap Alevileri'ni milliyetçilerin oyununa gelmemesi için uyaran bir 'devlet düşmanıydı.' Ahmet, Gezi direnişi boyunca katledilen çoğu direnişçi gibi Alevi idi.
Cem Vakfı başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan ve Fethullah Gülen imzalı Ankara Mamak Cami-Cemevi ve Kültür Merkezi'ne karşı başlayan direnişin Antakya ayağında çatıştı, ODTÜ'ye selam yolladı ve isminin başına yazmadığı TC'yi, polis gaz kapsülüyle Ahmet'in başına alçakça yazdı. Devlet bir kez daha 'destansı' imzasını attı.
Birileri Ahmet'i ve binlerce Alevi'yi sokağa çıkaran şeyin müzmin AKP karşıtlığı olduğunu ve Alevilerin aslında 'dinsiz, Kemalist ve komünist' muhalefetin oyuncağı olduğunu anlatacak yine. Bunu en iyi Başbakan anlatır!
Aleviler ne kadar kadir bilmez bir topluluk ki, Cumhuriyet tarihinde 'açılım' yapmaya yeltenmiş, aynı avluda Cami-Cemevi inşaatına girişmiş bir iktidara sırt çeviriyorlar. Yetmiyor, sokaklara iniyorlar. Devletin uzattığı eli tutmuyorlar, tutanları da suçluyorlar.
Oysa ne güzel olurdu; 111 kişinin öldürüldüğü, bebeklerin annelerinin karınlarından çıkarıldığı, 1000 kişinin yaralandığı 1978 Maraş katliamının faili Ökkeş Şendiller'in de davetli olduğu, 2009'da yapılan Alevi çalıştayına hiç itiraz etmeselerdi.
Ne güzel olurdu, zorunlu din dersinde okutulacak kitaba bir hafta okutulmak üzere konulan Alevilik ile bilgiyle yetinseler ve evlatlarımıza din eğitiminin İslam şemsiyesi altında gerekli olduğuna ikna olsalardı. Ayrımız gayrımız mı var? Hz. Ali sevgisi Başbakan'dan çok kimde var? 12 Eylül anayasasının "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek" maddesi 24. madde olmalıdır. Devletin görevidir çünkü çocuklara iman etmeyi öğretmek.
Yine çok güzel olurdu daha geçen yıl, 37 kişinin yakılarak katledildiği Sivas katliamı davası zaman aşımına uğradığında, Erdoğan grup toplantısında 'milletimize hayırlı olsun' diye konuştuğunda alkışlasalardı. Ne var yani, affetmek Alevi öğretisinin esası değil midir? Muharrem orucunda matemle merhameti karıştırmaz mı Kerbela'nın maktülleri? İncinsen de incitme değil mi öğretileri?
4 artı 4 artı 4 sistemiyle getirilen seçmeli Kur'an derslerinin yanında Aleviler de kendi dinleri için seçmeli ders istediklerinde, başbakanları "Kuran ortak kitabımız değil mi?" dediğinde, keşke hepsi gidip evlerine Kur'an'ı okuyup hikmete erselerdi. Olmaz mıydı? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk'tür. Din hanesinde İslam yazan herkes Sünni Müslümandır. Gerisi teferruattır. Ahmet'ler, Ali İsmail'ler, Ethem'ler ise münferit zaiyattır.
1924'te kurulan Diyanet İşleri'ne on yıllardır vergisini ödeyen ama köyüne devletin dayatarak inşa ettiği camisini kullanmayan, müezziniyle dini ritüeller yapmayan bu Aleviler, devletin köylerine hizmet götürmesine neden bu kadar karşı ki? Kim kaldıracak cenazeleri, kim kıyacak imam nikahlarını, kim okuyacak hutbeleri? Ne de olsa bu ritüeller İslam'da bir. Ayrı mezheplerden olabilir Aleviler ama tüm mezhepler aynı meşrebin yolcusu. Ne kadar da birleştiriciler!
Bir de köprü ismimiz var. Yavuz Sultan Selim köprüsü. Öyle adını üç hamlede ağzımız dolu dulu söylediğimiz bu büyük lider, Osmanlı'ya hilafeti getirmiş, büyük işler yapmış. Safevi devletini yenmiş. Maşrık'tan Mağrip'e galibiyetler, galibiyetler... 40.000 Kızılbaş öldürülmüş, doğru. O da zaiyat. İnsan bir özdeşlik kurar, bir gurur duyar değil mi? Alevilere sadece Kur'an sevgisi değil, tarih bilinci de lazım! Besbelli.
Tarih demişken, 2011'de başbakan çıktı ve "1936, 37, 38, 39 Dersim bombardımanlarında devlet kayıtlarına göre 13.806 kişi ölmüştür" dedi. Yüzleşmekse yüzleşti. Kurcalamasalar Aleviler. "Arşivlerin birazı açıldı, çoğu kapalı" falan demeseler. 'İade-i itibar, mal varlıklarının iadesi' gibi şeyler istemeseler. CHP'nin yapamadığını yaptı mı, onu söyleyin? Onur Öymen'den 1-0 öndeler. Yeter.
Şimdi Aleviler cemevi deyip duruyorlar da, cami ve cemevi bir mi? İnsanlar gitsin cemevine semahını dönsün, deyişlerini söylesin, kültürel faaliyet sayılır bunlar. Bir ibadethane statüsü almak da ne? Ne demişti Gülen, Alevilik şifai bir inanış olmaktan yazılı bir inanışa doğru evrilsin artık. O zaman göreceğiz aslında yazılı tek kaynağımızın Kur'an olduğunu.
İşte böyle yumuşak, işte böyle duygulu aslında iktidarımız. Faruk Çelik, Tuzluçayır halkının neredeyse 30 kişisinin falan itibar ettiği açılışta "Bu işler siyasi değil, hissi" diye haykırıyor. Hayır sayın Çelik. Bu işler hissi değil, siyasi. Bu devlet, Kürt meselesini Kürt hareketinin liderliğini muhatap almadan çözebiliyor mu? Kürtlere Kürt demek yetti mi? Yetmedi. Eşit vatandaşlık istiyorlar, ana dilde eğitim istiyorlar. Onurlu bir kardeşlik istiyorlar. Bu meselede hisler siyasete tabi sayın bakan. Alevilere 'Aleviler vardır' diyerek, müfredatın iki sayfasını ayırarak, "Sünnilerle aynı avluda ibadet etmek kaydıyla kardeş olabilirsiniz"i dayatarak açılım falan yapamazsınız.
Yüzde 95'ini Alevilerin oluşturduğu bir semt olan Tuzluçayır'a kardeşlik götürmek istiyorsanız, cemevlerini kültür merkezi değil müstakil bir ibadethane olarak tanırsınız. Katillere koruma değil ceza verirsiniz. Madımak Oteli'ni Bilim ve Kültür Müzesi yapmaktan hemen utanır, orayı Alevilerin istediği gibi Utanç Müzesi yaparsınız. Zorunlu din dersini müfredattan hemen çıkartır, insanları Sünni İslam öğrenmeye mecbur bırakmazsınız. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın statüsünü değiştirirsiniz. Böyle kuru kuru, yüksek sesle sayıyoruz ya bu maddeleri, aslında içimiz yangın yeri. Siz bizi yine yüreğimizden vurdunuz. Karışmayın sakın, biz cenazemizi kaldırırız.

Canan Şahin
.marksist.org

11-09-2013, 03:43	#1
Sürgün25 Dost* Üyelik Tarihi: Nov 2012 Bulunduğu Yer: Paris Yaş: 67 Mesajlar: 784 Tesekkür: 752 174 mesajina 255 kez tesekkür edildi	Tuzluçayir'dan Armutlu'ya : AKP, Alevilerden itaat Bekliyor...!!! Tuzluçayır'dan Armutlu'ya: AKP, Alevilerden itaat bekliyor siteadi.com - Tuzluçayir'dan Armutlu'ya : AKP, Alevilerden itaat Bekliyor...!!! Ahmet Atakan kapsülle başından vuruldu ve 22 yaşında hayata veda etti. Direnişçiydi, Facebook hesabından isminin başına TC yazan Arap Alevileri'ni milliyetçilerin oyununa gelmemesi için uyaran bir 'devlet düşmanıydı.' Ahmet, Gezi direnişi boyunca katledilen çoğu direnişçi gibi Alevi idi. Cem Vakfı başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan ve Fethullah Gülen imzalı Ankara Mamak Cami-Cemevi ve Kültür Merkezi'ne karşı başlayan direnişin Antakya ayağında çatıştı, ODTÜ'ye selam yolladı ve isminin başına yazmadığı TC'yi, polis gaz kapsülüyle Ahmet'in başına alçakça yazdı. Devlet bir kez daha 'destansı' imzasını attı. Birileri Ahmet'i ve binlerce Alevi'yi sokağa çıkaran şeyin müzmin AKP karşıtlığı olduğunu ve Alevilerin aslında 'dinsiz, Kemalist ve komünist' muhalefetin oyuncağı olduğunu anlatacak yine. Bunu en iyi Başbakan anlatır! Aleviler ne kadar kadir bilmez bir topluluk ki, Cumhuriyet tarihinde 'açılım' yapmaya yeltenmiş, aynı avluda Cami-Cemevi inşaatına girişmiş bir iktidara sırt çeviriyorlar. Yetmiyor, sokaklara iniyorlar. Devletin uzattığı eli tutmuyorlar, tutanları da suçluyorlar. Oysa ne güzel olurdu; 111 kişinin öldürüldüğü, bebeklerin annelerinin karınlarından çıkarıldığı, 1000 kişinin yaralandığı 1978 Maraş katliamının faili Ökkeş Şendiller'in de davetli olduğu, 2009'da yapılan Alevi çalıştayına hiç itiraz etmeselerdi. Ne güzel olurdu, zorunlu din dersinde okutulacak kitaba bir hafta okutulmak üzere konulan Alevilik ile bilgiyle yetinseler ve evlatlarımıza din eğitiminin İslam şemsiyesi altında gerekli olduğuna ikna olsalardı. Ayrımız gayrımız mı var? Hz. Ali sevgisi Başbakan'dan çok kimde var? 12 Eylül anayasasının "değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek" maddesi 24. madde olmalıdır. Devletin görevidir çünkü çocuklara iman etmeyi öğretmek. Yine çok güzel olurdu daha geçen yıl, 37 kişinin yakılarak katledildiği Sivas katliamı davası zaman aşımına uğradığında, Erdoğan grup toplantısında 'milletimize hayırlı olsun' diye konuştuğunda alkışlasalardı. Ne var yani, affetmek Alevi öğretisinin esası değil midir? Muharrem orucunda matemle merhameti karıştırmaz mı Kerbela'nın maktülleri? İncinsen de incitme değil mi öğretileri? 4 artı 4 artı 4 sistemiyle getirilen seçmeli Kur'an derslerinin yanında Aleviler de kendi dinleri için seçmeli ders istediklerinde, başbakanları "Kuran ortak kitabımız değil mi?" dediğinde, keşke hepsi gidip evlerine Kur'an'ı okuyup hikmete erselerdi. Olmaz mıydı? Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan herkes Türk'tür. Din hanesinde İslam yazan herkes Sünni Müslümandır. Gerisi teferruattır. Ahmet'ler, Ali İsmail'ler, Ethem'ler ise münferit zaiyattır. 1924'te kurulan Diyanet İşleri'ne on yıllardır vergisini ödeyen ama köyüne devletin dayatarak inşa ettiği camisini kullanmayan, müezziniyle dini ritüeller yapmayan bu Aleviler, devletin köylerine hizmet götürmesine neden bu kadar karşı ki? Kim kaldıracak cenazeleri, kim kıyacak imam nikahlarını, kim okuyacak hutbeleri? Ne de olsa bu ritüeller İslam'da bir. Ayrı mezheplerden olabilir Aleviler ama tüm mezhepler aynı meşrebin yolcusu. Ne kadar da birleştiriciler! Bir de köprü ismimiz var. Yavuz Sultan Selim köprüsü. Öyle adını üç hamlede ağzımız dolu dulu söylediğimiz bu büyük lider, Osmanlı'ya hilafeti getirmiş, büyük işler yapmış. Safevi devletini yenmiş. Maşrık'tan Mağrip'e galibiyetler, galibiyetler... 40.000 Kızılbaş öldürülmüş, doğru. O da zaiyat. İnsan bir özdeşlik kurar, bir gurur duyar değil mi? Alevilere sadece Kur'an sevgisi değil, tarih bilinci de lazım! Besbelli. Tarih demişken, 2011'de başbakan çıktı ve "1936, 37, 38, 39 Dersim bombardımanlarında devlet kayıtlarına göre 13.806 kişi ölmüştür" dedi. Yüzleşmekse yüzleşti. Kurcalamasalar Aleviler. "Arşivlerin birazı açıldı, çoğu kapalı" falan demeseler. 'İade-i itibar, mal varlıklarının iadesi' gibi şeyler istemeseler. CHP'nin yapamadığını yaptı mı, onu söyleyin? Onur Öymen'den 1-0 öndeler. Yeter. Şimdi Aleviler cemevi deyip duruyorlar da, cami ve cemevi bir mi? İnsanlar gitsin cemevine semahını dönsün, deyişlerini söylesin, kültürel faaliyet sayılır bunlar. Bir ibadethane statüsü almak da ne? Ne demişti Gülen, Alevilik şifai bir inanış olmaktan yazılı bir inanışa doğru evrilsin artık. O zaman göreceğiz aslında yazılı tek kaynağımızın Kur'an olduğunu. İşte böyle yumuşak, işte böyle duygulu aslında iktidarımız. Faruk Çelik, Tuzluçayır halkının neredeyse 30 kişisinin falan itibar ettiği açılışta "Bu işler siyasi değil, hissi" diye haykırıyor. Hayır sayın Çelik. Bu işler hissi değil, siyasi. Bu devlet, Kürt meselesini Kürt hareketinin liderliğini muhatap almadan çözebiliyor mu? Kürtlere Kürt demek yetti mi? Yetmedi. Eşit vatandaşlık istiyorlar, ana dilde eğitim istiyorlar. Onurlu bir kardeşlik istiyorlar. Bu meselede hisler siyasete tabi sayın bakan. Alevilere 'Aleviler vardır' diyerek, müfredatın iki sayfasını ayırarak, "Sünnilerle aynı avluda ibadet etmek kaydıyla kardeş olabilirsiniz"i dayatarak açılım falan yapamazsınız. Yüzde 95'ini Alevilerin oluşturduğu bir semt olan Tuzluçayır'a kardeşlik götürmek istiyorsanız, cemevlerini kültür merkezi değil müstakil bir ibadethane olarak tanırsınız. Katillere koruma değil ceza verirsiniz. Madımak Oteli'ni Bilim ve Kültür Müzesi yapmaktan hemen utanır, orayı Alevilerin istediği gibi Utanç Müzesi yaparsınız. Zorunlu din dersini müfredattan hemen çıkartır, insanları Sünni İslam öğrenmeye mecbur bırakmazsınız. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın statüsünü değiştirirsiniz. Böyle kuru kuru, yüksek sesle sayıyoruz ya bu maddeleri, aslında içimiz yangın yeri. Siz bizi yine yüreğimizden vurdunuz. Karışmayın sakın, biz cenazemizi kaldırırız. Canan Şahin .marksist.org Share Share this post on Digg Del.icio.us Technorati Twitter __________________ Kapansin El Kapilari, Bir Daha Acilmasin ! Yok Edin; insanin insana Kullugunu, Bu Davet Bizim...