11-02-2009, 09:08 | #1 |
Dost
Üyelik Tarihi: Jan 2007
Yaş: 37
Mesajlar: 3,610
Tesekkür: 201
|
Ruhumuza sızan kadın çığlıkları
Ruhumuza sızan kadın çığlıkları
siteadi.com - Ruhumuza sızan kadın çığlıkları Ne kadar kaçmak istesek de bilinçaltımıza gelip yerleşiyor, ruhumuza işliyor o çığlıklar... Önce duydum, sonra yavaş yavaş kulaklarıma yaklaştı. Kulaklarım derken gözlerime, gözlerimden bedenime geldi. Evde sofrada oturmuş yemeğimizi yerken konu açılıyor. ‘falancanın kocası falancayı dövüyor’, ‘falanca suçsuz’, ‘koca ne yaptığını biliyor mu’ falan filan. Sonradan kulaklarım duyuyor. Karşıki evde çığlıklar, ‘nedir bu dünya’ diye iç geçirmelerim. Tanrının baba erkil önemi. Oysa ben de bir erkeğim, zalim olamıyorum. Ne anaerkil bir hayat, ne baba erkil bir hayat. Düpedüz sade bir hayat geçirmek istiyor ruhum. Tanrının değil, ruhumun istediği bir düzen. Çığlıklar ile birlikte bedeni gözüme gözüme yapışıyor. ‘dünya karanlık, vur kendini duvarlara’ iç geçirmelerim gene. Ama duvarlar sessiz, belki de kan hıçkırık dolu duvarlar. Kadın gözlerimin önünde yarı çıplak kendini dışarıya atıyor. Sokağın önünde, elalemin önünde. Olur mu böyle zalimlik, olur mu böyle kaba kuvvet. Eski çığlıklar hala devam edip, kadın gene karşıki evde dalaşırken her gün tokatlar evimize taşınıyor. Hiç olmasa bizimki kiralık bir şiddetti. Geçip kayboldu; fakat bilinçaltıma yerleşip kaldı. Kulaklarım şiddetin sesini duyar duymaz içeriye girişimle kendini bedenime bıraktı. Bedenime bedenime, ruhuma ruhuma. Akşamdı, kaçmak istemiştim. Debeleniyordum. Kaçamadım, geceye yaklaştık. Hıçkırıklar, battaniye altında gizli gözyaşı dökmeler ve korkuca bir uyku, bir karabasan… Neyse ki bitmiş tükenmişti evimize sızan şiddet. Bir erkektim oysa ben, bocalanıp duruyordum. Hala bilinçaltımda kol geziyor. En son bugün gördüm. Oruç mu erkeğin kafasına vurmuş, hazmedememişlik mi pek bilmem; fakat sokaktan geçtiğimde erkek aldı eline terliği kadına vurmak üzereydi. O sahneyi görmek istemiyordum. Çok duymuş görmüştüm, bir kere de bedenime bedenime yaşamıştım. İçerden kızının bağırışı ‘baba, baba gel içeriye’ diye. Ama arkama baktığımda anladım ki bir aldırış yoktu. Hala ağız dalaşı yapıyorlardı. Belki de bu gece o ev çığlıklar ile, o ev şiddetin son dozları ile. Belki de birisi benim gibi olmayacak, kaçacak. Pişman oluşlar yaşanacak, değişimler sürüp gidecek; ama bir hayat yok olmuş olacak. Evet bir erkeğim ben! Önce duydum, sonra yavaş yavaş kulaklarıma yaklaştı. Kulaklarım derken gözlerime, gözlerimden bedenime geldi. Sonra da sokaklarda tanrının biricik kulu yine gözlerime gözlerime. Şimdi de ruhumuzun istediği bir düzen istiyorum bütün anneler, kadınlar için. Hiç olmasa çocuklar için, kayıp giden hayatlar için kadın şiddetine son diyorum. Son deyişleri herkesten bekliyorum erkek yüreğimle veya bir nebze çocuk yüreğimle bekliyorum! Ve hala bir yerlerde çığlıklar duvarlarda kol geziniyor. BİLİYORUM! Mardin'den dersane öğrencisi Deniz Çiya
__________________
Ben bir ırmağım, dağlardan coşarım Akma deme bana, ben akarak yaşarım |
11-02-2009, 11:52 | #2 |
Dost
Üyelik Tarihi: Dec 2006
Bulunduğu Yer: işçinin vatanı yoktur
Mesajlar: 68
Tesekkür: 10
|
emeğinize sağlık
|
Tags |
çığlıkları, kadın, ruhumuza, sızan |
|
|