Ana Sayfa


Sonbahar Logosu Ana Sayfaya Gidin Ekibimiz Forum Kuralları Arama
Geri Dön   Dostun Sayfasi > Siirler > Kaynakli Siirler
Yardım Takvim Bugünkü Mesajlar Arama

Cevapla
 
LinkBack Konu Seçenekleri Bu Konuda Ara Modları Göster
Eski 21-04-2007, 22:56   #21
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Kerem kıl, kesme sâkıy, iltifatın bînevâlardan

Kerem kıl, kesme sâkıy, iltifatın bînevâlardan
Elinden geldiği hayrı, diriğ etme gedâlardan

Esîr-i gurbetiz biz, senden özge âşinâmız yok
Ayağın kesme başın çün, bizim mihnetserâlardan

Sabâ! Kûyunda dildârın nedir üftâdeler hâli?
Bizim yerden gelirsen bir haber ver âşinalardan

Deme zâhid ki: 'Terk et simber bütler temâşâsın! '
Beni kim kurtarır Tanrı sataştırmış belâlardan!

Vücûdum ney gibi sûrah sûrah olsa ah etmem
Muhabbeten dem urdum, incinmek olmaz cefalardan

Fuzûli! Nâzenînler görsen izhâr-ı niyaz eyle
Terrâhhum umsa ayıp olmaz, gedâlar padişahlardan...

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 22:57   #22
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab

Gazel

Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i ışk u dâğ-ı hicrân olmasun yâ Rab

Dem-â-dem cevrlerdür çekdügüm bî-rahm bütlerden
Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasun yâ Rab

Görüp endîşe-i katlümde ol mâhı budur derdüm
Ki bu endîşeden ol meh peşîmân olmasun yâ Rab

Çıkarmak etseler tenden çeküp peykânın ol servün
Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasun yâ Rab

Demen kim adli yoh yâ zulmü çoh her hâl ile olsa
Gönül tahtına andan özge sultân olmasun yâ Rab

Cefâ vü cevr ile mu'tâdem anlarsuz n'olur hâlüm
Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasun yâ Rab

Fuzûlî buldu genc-i âfiyet meyhâne küncinde
Mubârek mülkdür ol mülk vîrân olmasun yâ Rab

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 22:58   #23
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab

Gazel

Menüm tek hîç kim zâr ü perîşân olmasın yâ Rab
Esîr-i derd-i ışk u dâğ-ı hicrân olmasun yâ Rab

Dem-â-dem cevrlerdür çekdügüm bî-rahm bütlerden
Bu kâfirler esîri bir müselmân olmasun yâ Rab

Görüp endîşe-i katlümde ol mâhı budur derdüm
Ki bu endîşeden ol meh peşîmân olmasun yâ Rab

Çıkarmak etseler tenden çeküp peykânın ol servün
Çıkan olsun dil-i mecrûh peykân olmasun yâ Rab

Demen kim adli yoh yâ zulmü çoh her hâl ile olsa
Gönül tahtına andan özge sultân olmasun yâ Rab

Cefâ vü cevr ile mu'tâdem anlarsuz n'olur hâlüm
Cefâsına had ü cevrine pâyân olmasun yâ Rab

Fuzûlî buldu genc-i âfiyet meyhâne küncinde
Mubârek mülkdür ol mülk vîrân olmasun yâ Rab

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 22:59   #24
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Murabba' 1

Gayr ile her dem nedir seyr-i gülistân ettiğin;
Bezm edip halvet kılıp yüz lütf-u ihsân ettiğin?
Ahd bünyadın mürüvvetdir mi virân ettiğin!
Hani ey zalim bizimle ahd-u peymân ettiğin?

Cürmümüz noldu ki bizden eyledin bizârlık
Biz gâmın çektik, sen ettin özgeye gâm-harlık
Sizde adet bu mudur, böyle olur mu yârlık!
Hani ey zalim, bizimle ahd-u peymân ettiğin?

Fuzuli

**************************************************

Murabba

Perişan halin oldum sormadın hal-i perişanım
Gamından derde düştüm kılmadın tedbir-i dermanım
Ne dersin rüzgarım böyle mi geçsin güzel hanım
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Esir-i dam-ı aşkın olalı senden vefa görmem
Seni her kanda görsem ehl-i derde aşina görmem
Vefa vü aşinalık resmini senden reva görmem
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Değer her dem vefasız çerh yayından bana bin ok
Kime şerh eyleyem kim mihnet ü enduh u derdim çok
Sana kaldı mürüvvet senden özge hiç kimsem yok
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Gözümden dembedem bağrım ezip yaşım gibi gitme
Seni terk eylemezem çün ben beni sen dahi terk eyleme
İgen hem zalim olma ben gibi mazlumu incitme
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Katı gönlün neden bu zulm ile bidade ragıbtır
Güzeller sen tegi olmaz cefa senden vaciptir
Senin tek nazenine nazenin işler münasiptir
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Nazar kılmazsan ehl-i derd gözden akıdan seyle
Yamanlıktır işin uşşak ile yahşı mıdır böyle
Gel Allah'ı seversen bendene cevr eyleme lutf eyle
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Fuzuli şive-i ihsanın ister bir gedayındır
Dirildikçe seg-i kuyun ölende hak-i payındır
Gerek öldür gerek ko hükm hükmün ray rayındır
Gözüm canım efendim sevdiğim devletli sultanım

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 23:00   #25
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Mürde Cânım İltifâtundan Bulur Her Dem Hayât

Gazel

Mürde cânım iltifâtundan bulur her dem hayât
Ölürem ger kılmasan her dem mana bir iltifât

Yaza bilmez leblerün vasfın temâm-ı ömrde
Âb-ı Hayvân verse kilk-i Hızr'a zulmetden devât

Men fakîrem sen ganî vergil zekât-ı hüsn kim
Şer' içinde hem manadur hem sana vâcib zekât

Görmeyince ışkunı îmâna gelmez âşıkun
Yüz peygamber cem' olub gösterseler min mu'cizât

Mazhar-ı âsâr kudretdür vücûd-ı kâmilün
Feyz-i fıtratdan garaz sensen tufeylün kâ'inât

Cevher-i zâtundadur mecmu-ı evsâf-ı kemâl
Bu sıfât ile ki sensen kandadur bir pâk zât

Işka tâ düşdün Fuzûlî çekmedün dünya gamın
Bil ki kayd-ı ışk imiş dâm-ı ta'allûkdan necât

Fuzuli


*************************************************


Ney kimi her dem ki bezm-i vaslunı yâd eylerem

Gazel

Ney kimi her dem ki bezm-i vaslunı yâd eylerem
Tâ nefes vardur kuru cismümde feryâd eylerem

Rûz-ı hicrândur sevin ey murg-ı rûhum kim bugün
Bu kafesden men seni elbette âzât eylerem

Vehm edüp tâ salmaya sen mâha mihrin hîç kim
Kime yetsem cevr ü zulmünden ana dâd eylerem

Kan yaşum kılmaz vefâ giryân gözüm isrâfına
Munca kim her dem ciger kanından imdâd eylerem

İncimen her nice kim ağyâr bî-dâd eylese
Yâr cevri içün gönül bî-dâda mu'tâd eylerem

Bilmişem bulman visâlin lîk bu ümmîd ile
Gâh gâh öz hâtır-ı nâ-şâdumı şâd eylerem

Levh-i âlemden yudum eşk ile Mecnûn adını
Ey Fuzûlî men dahi âlemde bir ad eylerem

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 23:01   #26
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Saçma Ey Göz Eşkden Gönlümdeki Odlara Su

Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denli dutuşan odlara kılmaz çare su

Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Ya muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su

Zevk-i tiğından aceb yok olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırakır rahneler dîvâre su

Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su

Suya versin bağban gülzarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzâre su

Ohşadabilmez gubârını muharrir hattına
Hâme tek bakmaktan inse sözlerine kare su

Ârızın yâdiyle nemnâk olsa müjgânım n'ola
Zayi olmaz gül temennâsiyle vermek hâre su

Gam günü etme dîl-i bîmardan tiğin diriğ
Hayrdır vermek karanû gecede bîmâre su

İste peykânın gönül hecrinde şevkim sâkin et
Susuzum bu sahrede benim içün are su

Ben lebin müştâkıyım zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelir huşyâre su

Ravza-yı kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Âşık olmuş gâlibâ ol serv-i hoş reftâre su

Su yolun ol kûydan toprağ olup tutsam gerek
Çün rakîbimdir dahi ol kûya koyman vare su

Destbûsi arzûsiyle ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağım sunun anınle yâre su

Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su

İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağının mîzacına gire kurtâre su

Tînet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış tarîk-i Ahmed-i Muhtâr'e su

Seyyid-i nev'i beşer deryâ-yı durr-i istifâ
Kim sepiptir mu'cizâtı âteş-i eşrâre su

Kılmak için taze gülzâr-ı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhar seng-i hâre su

Mu'ciz-i bir bahr-i bî-pâyan imiş âlemde kim
Yetmiş andan bin bin âteşhâne-i küffâre su

Hayret ilen parmağın dişler kim etse istima
Parmağında verdiği şiddet günü Ensâr'e su

Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su

Eylemiş her katrede bin bahr-i rahmet mevchîz
El sunup urgaç vuzu için gül-i ruhsâre su

Hâk-i pâayine yetem der ömrlerdir muttasıl
Başını taştan taşa vurup gezer âvâre su

Zerre zerre hâk-i dergâhına ister salar nûr
Dönmez ol dergâhtan ger olsa pâre su

Zikr-i na'tın virdini derman bilir ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humar için içer meyhâre su

Yâ Habîballah yâ Hayr'el-beşer müştâkınım
Eyle kim lebteşneler yanıb diler hemvâre su

Sensin ol bahr-i kerâmet kim Şeb-i Mi'rac'da
Şeb-nem-i feyzin yitirmiş sâbit ü seyyâre su

Çeşm-i hûrşidden her dem zülâl-ı feyz iner
Hâcet olsa merkâdin tecdîd eden mi'mâre su

Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dîl-i sûzânıma
ebr-i ihsanın sepe ol nâre su

Yümn-i na'tınden güher olmuş Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsandan dönen tek lü'lü-i şehvâre su

Hâb-ı gafletten olan bîdâr olanda rûz-i haşr
Hâb-ı hasretten dökende dîde-i bîdâre su

Umduğum oldur ki Rûz-i Haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslın vere ben teşne-i dîdâre su




Saçma ey göz yaşından gönlümdeki ateşe su
Ki bu denli tutuşan ateşe olmaz çare su

Ya su rengindedir gökyüzü rengini göremiyorum
Ya da gözümden yayılmış hepten gökyüzüne su

Mızrağının zevkiyle tutuşarak yok olsa gönlüm
Ki geçerken yarıklar açar duvarda su

Yaralı gönlüm korkuyla söz eder kirpiğinden
Nitekim çekine çekine içer kimde olsa yara su

Suya versin bahçıvan gülzarı zahmet çekmesin
Bir gül açılmaz yüzün gibi verse bin gülzara su

Hattat yazısıyla benzetemez yüzünün tüylerini
Kağıda bakmaktan inse gözlerine kara su

Sevgili anısıyla ıslansa kirpik ne olur
Boşa gitmez gül umuduyla vermek dikene su

Gam günü esirgeme hasta kalbe oklarını
Hayırdır vermek karanlık gecede hastaya su

Gönül yalnızlığında kirpiğinle özlemimi gider
Susuzum bu sahrada benim için ara su

Ben dudağı arzularım zahitler kevser ister
Nitekim meste mey içmek hoş gelir ayıka su

Her an yerinde durmayıp senin köyünden geçer
Aşık olmuş galiba o hoş huylu serviye su

Su yolunu o köyden toprak olup tutsam gerek
Rakibimdir diye bırakmam varsın o köye su

El öpme arzusu ile ölecek olsam dostlar
Testi yapın toprağım sunun onunla yara su

Servi dik başlı olur kumrunun yalvarmasına
Karşı, eteğini tutup ayağına düşse yalvarsa su

İçmek ister o bülbülün kanını hile ile
Gül budağının doğasına gire kurtara su

Tertemiz doğasını göstermiş dünyalılara
Uymuş seçilmiş Ahmed peygamberin izine su

İnsan türü efendisi af denizinin incisi
Serpmiş mucizesi kötülerin ateşine su

Peygamberlik bahçesini yeşertmek için
Çıkarmış mermer taşından mucizeleriyle su

Mucizesi dünyada engin bir denizmiş ki
Yetmiş ondan kafirlerin bin bir ateşevine su

Hayret ile parmağını dişler kim dinlese
Parmağından vermesi şiddet günü Ensar'a su

Dostu yılan zehiri içse hayat suyu olur
Düşmanı su içse döner yılan zehirine su

Var etmiş her damlada binlerce dalgalı deniz
Abdest alırken değdiğinde yanaklarına su

Ayağının toprağına varayım der çağlardır
Başını taştan taşa vurup gezer avare su

Zerre zerre dergahın toprağına salsın ister nur
Dönmez o dergahtan lime lime bile olsa su

Natının virdini hata işleyen ilaç bilir
İçkiden kurtulmak için içer ayyaş bile su

Ey peygamber ey en güzel insan seni özlerim
Nasıl ki susuzlar yanıp her an ister kendine su

Sensin keramet denizi ki miraç gecesinde
Feyzin şebnemi yetirmiş durana gezene su

Güneşten her zaman duru ışıklar saçılır ki
Gerekirse kabrini imar eden mimara su

Cehennem korkusu ateşi salmış yanık gönlüme
Rahmetinin bulutu serpsin o ateşe su

Natının kutuyla cevher olmuş Fuzûlî sözleri
Nisan bulutundan inen inci tanesi gibi yere su

Gaflet uykusundan uyandığında kıyamet günü
Hasret uykusundan döküldüğünde uyanık gözlere su

Umudum odur ki kıyamet günü mahrum kalmayayım
Kavuşma pınarın versin susuz dudağıma su

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 23:02   #27
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Su Kasidesi

Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su
Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su

(Ey göz! Gönlümdeki (içimdeki) ateşlere göz yaşımdan
su saçma ki, bu kadar (çok) tutuşan ateşlere su fayda
vermez.)

Âb-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem
Yâ muhît olmış gözümden günbed-i devvâra su

(Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa
gözümden akan sular, göz yaşları mı şu dönen gök
kubbeyi kaplamıştır, bilemem..)

Zevk-ı tîğundan aceb yoh olsa gönlüm çâk çâk
Kim mürûr ilen bırağur rahneler dîvâra su

(Senin kılıca benzeyen keskin bakışlarının zevkinden
benim gönlüm parça parça olsa buna şaşılmaz. Nitekim
akarsu da zamanla duvarda, yarlarda yarıklar meydana
getirir.)

Vehm ilen söyler dil-i mecrûh peykânun sözin
İhtiyât ilen içer her kimde olsa yara su

(Yarası olanın suyu ihtiyatla içmesi gibi, benim
yaralı gönlüm de senin ok temrenine, ok ucuna benzeyen
kirpiklerinin sözünü korka korka söyler.)

Suya virsün bâğ-bân gül-zârı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek virse min gül-zâra su

(Bahçıvan gül bahçesini sele versin (su ile
mahvetsin), boşuna yorulmasın; çünkü bin gül bahçesine
su verse de senin yüzün gibi bir gül açılmaz.)

Ohşadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme tek bahmahdan inse gözlerine kara su

(Hattatın beyaz kâğıda bakmaktan, kalem gibi,
gözlerine kara su inse (kör olsa, kör oluncaya kadar
uğraşsa yine de) gubârî (yazı)sını, senin yüzündeki
tüylere benzetemez. )

Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânum n'ola
Zayi olmaz gül temennâsıyla virmek hâra su

(Senin yanağının anılması sebebiyle kirpiklerim
ıslansa ne olur, buna şaşılır mı? Zira gül elde etmek
dileği ile dikene verilen su boşa gitmez.)

Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun dirîğ
Hayrdur virmek karanu gicede bîmâra su

(Gamlı günümde hasta gönlümden kılıç gibi keskin olan
bakışını esirgeme; zira karanlık gecede hastaya su
vermek hayırlı bir iştir.)

İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrâda menüm-çün ara su

(Gönül! Onun ok temrenine benzeyen kirpiklerini iste
ve onun ayrılığında duyduğum hararetimi yatıştır,
söndür. Susuzum bu defa da benim için su ara.)

Men lebün müştâkıyam zühhâd kevser tâlibi
Nitekim meste mey içmek hoş gelür hûş-yâra su

(Nasıl sarhoşa şarap içmek, aklı başında olana da su
içmek hoş geliyorsa, ben senin dudağını özlüyorum,
sofular da kevser istiyorlar.)

Ravza-i kûyuna her dem durmayup eyler güzâr
Âşık olmış galibâ ol serv-i hoş-reftâra su

(Su, her zaman senin Cennet misâli mahallenin
bahçesine doğru akar. Galiba o hoş yürüyüşlü, hoş
salınışlı; serviyi andıran sevgiliye aşık olmuş.)

Su yolın ol kûydan toprağ olup dutsam gerek
Çün rakîbümdür dahı ol kûya koyman vara su

(Topraktan bir set olup su yolunu o mahalleden
kesmeliyim, çünkü su benim rakibimdir, onu o yere
bırakamam.)

Dest-bûsı ârzûsıyla ger ölsem dostlar
Kûze eylen toprağum sunun anunla yâra su

(Dostlarım! Şayet onun elini öpme arzusuyla ölürsem,
öldükten sonra toprağımı testi yapın ve onunla
sevgiliye su sunun.)

Serv ser-keşlük kılur kumrî niyâzından meger
Dâmenin duta ayağına düşe yalvara su

(Servi kumrunun yalvarmasından dolayı dikbaşlılık
ediyor. Onu ancak suyun eteğini tutup ayağına düşmesi
(yalvarıp aracı olması bu dikbaşlılığından)
kurtarabilir.)

İçmek ister bülbülün kanın meger bir reng ile
Gül budağınun mizâcına gire kurtara su

(Gül fidanı bir hile ile (meşhur gül ve bülbül
efsanesindeki gibi yine) bülbülün kanını içmek
istiyor; bunu engelleyebilmek için suyun gül
dallarının damarlarına girerek gül ağacının mizacını
değiştirmesi gerekir.)

Tıynet-i pâkini rûşen kılmış ehl-i âleme
İktidâ kılmış târîk-i Ahmed-i Muhtâr'a su

(Su Hz. Muhammed'in (s.a.v) yoluna uymuş (ve bu hâli
ile) dünya halkına temiz yaratılışını açıkça
göstermiştir.)

Seyyid-i nev-i beşer deryâ-ı dürr-i ıstıfâ
Kim sepüpdür mucizâtı âteş-i eşrâra su

(İnsanların efendisi, seçme inci denizi (olan Hz.
Muhammed'in s.a.v) mucizeleri kötülerin ateşine su
serpmiştir.)

Kılmağ içün tâze gül-zârı nübüvvet revnakın
Mu'cizinden eylemiş izhâr seng-i hâra su

(Katı taş, Peygamberlik gül bahçesinin parlaklığını
tazelemek için (ve onun) mucizesinden dolayı su
meydana çıkarmıştır.)

Mu'cizi bir bahr-ı bî-pâyân imiş âlemde kim
Yetmiş andan min min âteş-hâne-i küffara su

(Hz. Peygamberimiz'in mûcizeleri dünyada uçsuz
bucaksız bir deniz gibi imiş ki, ondan (o
mucizelerden), ateşe tapan kâfirlerin binlerce
mâbedine su ulaşmış ve onları söndürmüştür.)

Hayret ilen barmağın dişler kim itse istimâ
Barmağından virdügin şiddet günü Ensâr'a su

(Mihnet günü Ensâr'a parmağından su verdiğini (bir
mucize olarak parmağından su akıttığını) kim işitse
hayret ile (şaşa kalarak) parmağını ısırır.)

Dostı ger zehr-i mâr içse olur âb-ı hayât
Hasmı su içse döner elbette zehr-i mâra su

(Dostu yılan zehri içse (bu zehir onun dostu için) âb-
ı hayat olur. Aksine düşmanı da su içse (o su,
düşmanına) elbette yılan zehrine döner.)

Eylemiş her katreden min bahr-ı rahmet mevc-hîz
El sunup urgaç vuzû içün gül-i ruhsâra su

(Abdest (almak) için el uzatıp gül (gibi olan)
yanaklarına su vurunca (sıçrayan) her bir su
damlasından binlerce rahmet denizi dalgalanmıştır.)

Hâk-i pâyine yetem dir ömrlerdür muttasıl
Başını daşdan daşa urup gezer âvâre su

(Su ayağının toprağına ulaşayım diye başını taştan
taşa vurarak ömürler boyu, durmaksızın başıboş gezer.)

Zerre zerre hâk-i dergâhına ister sala nûr
Dönmez ol dergâhdan ger olsa pâre pâre su

(Su, onun eşiğinin toprağına zerrecikler halinde ışık
salmak (orayı aydınlatmak) ister. Eğer parça parça da
olsa o eşikten dönmez.)

Zikr-i na'tün virdini dermân bilür ehl-i hatâ
Eyle kim def-i humâr içün içer mey-hâra su

(Sarhoşlar içkiden sonra gelen bat adrysını gidermek
için nasıl su içerlerse, günahkârlar da senin na'tının
zikrini dillerinde tekrarlamayı (dertlerine)
derman bilirler.)

Yâ Habîballah yâ Hayre'l beşer müştakunam
Eyle kim leb-teşneler yanup diler hemvâra su

(Ey Allah'ın sevgilisi! Ey insanların en hayırlısı!
Susamışların (susuzluktan dudağı kurumuşların) yanıp
dâimâ su diledikleri gibi (ben de) seni özlüyorum.)

Sensen ol bahr-ı kerâmet kim şeb-i Mi'râc'da
Şebnem-i feyzün yetürmiş sâbit ü seyyâra su

(Sen o kerâmet denizisin ki mi'râc gecesinde feyzinin
çiyleri sabit yıldızlara ve gezegenlere su ulaştırmış.)

Çeşme-i hurşîdden her dem zülâl-i feyz iner
Hâcet olsa merkadün tecdîd iden mimâra su

(Kabrini yenileyen (tamir eden) mimara su lazım olsa,
güneş çeşmesinden her an bol bol saf, tatlı ve güzel
su iner.)

Bîm-i dûzah nâr-ı gam salmış dil-i sûzânuma
Var ümîdüm ebr-i ihsânun sepe ol nâra su

(Cehennem korkusu, yanık gönlüme gam ateşi salmış,
(ama) o ateşe, senin ihsan bulutunun su serpeceğinden
ümitliyim.)

Yümn-i na'tünden güher olmış Fuzûlî sözleri
Ebr-i nîsândan dönen tek lü'lü şeh-vâra su

(Seni övmenin bereketinden dolayı Fuzûlî'nin (alelâde)
sözleri, nisan bulutundan düşüp iri inciye dönen su
(damlası) gibi birer inci olmuştur.)

Hâb-ı gafletden olan bîdâr olanda rûz-ı haşr
Eşk-i hasretden tökende dîde-i bîdâra su

(Kıyamet günü olduğu zaman, gaflet uykusundan uyanan
düşkün (yahut aşık) göz, (sana duyduğu) hasretten su
(gözyaşı) döktüğü zaman,)

Umduğum oldur ki rûz-ı haşr mahrûm olmayam
Çeşm-i vaslun vire men teşne-i dîdâra su

(O mahşer günü, güzel yüzüne susamış olan bana vuslat
çeşmenin su vereceğini, beni mahrum bırakmayacağını
ummaktayım.)

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 23:04   #28
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Vefasız Dünyanın Vefasız Sevgilisi

Vefa her kimseden kim istedim ondan cefa gördüm
Kimi kim bîvefa dünyada gördüm bîvefa gördüm

(Her kimden vefa istediysem ondan cefa gördüm; kimi gördüysem vefasız dünyada, onun vefasızlığını da gördüm)

Kime kim derdimi izhar kıldım isteyip derman
Özümden bin beter derd ü belaya mübtela gördüm

(Kime derman için derdimi açtıysam, onu benden bin beter dertli gördüm.)

Mükedder hatırımdan kılmadı bir kimse gam def'in
Safadan dem uran hemdemleri ehl-i riya gördüm

(Kederli gönlümden kimse üzüntülerimi gidermedi. Esenlikten dem vurarak beni teselli edecek dostlarımı iki yüzlü gördüm)

Ayak bastım reh-i ümmide, sergerdanlık el verdi
Emel serriştesin tuttum elimde ejderha gördüm

(Ne zaman umut yoluna ayak bastım, başım dönüp durdu. Emel ipinin ucuna yapıştım elimde ejderha gördüm)

Fuzuli ayb kılma yüz çevirsem ehl-i âlemden
Neden kim her kime yüz tuttum andan yüz bela gördüm

(Ey Fuzuli, artık insanlardan yüz çevirirsem beni ayıplama. Çünkü kime yaklaştıysam ondan belanın yüz türlüsünü gördüm)

Fuzuli


  Alıntı ile Cevapla
Eski 21-04-2007, 23:05   #29
Banlanmış Üye
Üyelik Tarihi: Apr 2007
Bulunduğu Yer: Belçika
Mesajlar: 690
Tesekkür: 0
15 mesajina 19 kez tesekkür edildi
 ceylanbas isimli üyemiz çevrimdışıdır. (Offline)
Tanımlı

Yâ Rab hemîşe et lutfunu reh-nümâ mana

Gazel

Yâ Rab hemîşe et lutfunu reh-nümâ mana
Gösterme ol tarîki ki gitmez sana mana

Kat'eyle âşinâluğum andan ki gayrdur
Ancak öz âşinâlarun et âşinâ mana

Bir yolda sâbit et kadem-i i'tibârumı
Kim reh-ber-i şerî'at ola muktedâ mana

Yok mende bir amel sana şâyeste ah eger
A'mâlüme göre vere adlün cezâ mana

Havf-i hatâda muztaribem var ümîd kim
Lutfun vere beşâret-i afv-i hatâ mana

Men bilmezem mana geregin sen hakîmsen
Men'eyle verme her ne gerekmez sana mana

Oldur mana murâd ki oldur sana murâd
Hâşâ ki senden özge ola müdde'â mana

Habs-i hevâda koyma Fuzûlî-sıfat esîr
Yâ Rab hidâyet eyle tarîk-i fenâ mana

Fuzuli

************************************************

Zeyde ile sitem mektubu.

Gayr ile her dem nedür seyr-i gülistân etdüğün
Bezm urup halvet kılup yüz lutf u ihsan etdüğün
Ahd bünyâdın mürüvvetdür mi virân etdüğün
Kanı ey zâlim bizümle ahd u peymân etdüğün

Fuzuli

************************************************** **


Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum

Gazel

Zülfü kimi ayağın koymaz öpem nigârum
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum

İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum

Bildi temâm-ı âlem kim derd-mend-i ışkam
Yâ Râb henûz hâlüm bilmez mi ola yârum

Vaslundan ayru n'ola kanun tökelse gül gül
Men gül-bün-i belâyem bu fasldur bahârum

Tasvîr eden vücûdum yazmış elümde sâğar
Ref' olmağa bu sûret yoh elde ihtiyârum

Dûr istemen zemânı mey neş'esin başumdan
Toprağ olanda yâ Râb dürd-i mey et gubârum

Rusvâlarından ol meh saymaz meni Fuzûlî
Dîvâne olmayum mı dünyâda yoh mu ârum

Fuzuli

  Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Tags
fuzuli, Şiirleri


Yetkileriniz
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodları Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık



Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:05 .
Telif Hakları vBulletin v3.8.4 © 2000-2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.

Modified by HAKANDOST

eXTReMe Tracker




Valid XHTML 1.0 Transitional


Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.1