yoksulluk çocukları ailesiz bırakıyor

AYIŞIĞI · 01-07-2007, 14:19

Ne yana dönseniz, hangi köye, gecekondu mahallesine, işsiz kahvesine gitseniz; kapitalist sömürü düzeninin yarattığı yoksulluğun sonuçlarını görürsünüz.
siteadi.com - yoksulluk çocukları ailesiz bırakıyor
Kimi zaman işsiz bir babadır, kimi zaman lime lime olmuş önlüklerle okula koşturan naylon terlikli bir kız çocuğu. Bazen, gecekonduların çamuru, bidonlarla taşınan sudur, et yüzü görmeyen, sebzenin, meyvenin pazar artıkları ile büyüyen çocuklarımızdır. "Yardım" dağıtım kuyruklarındaki utangaç yüzler, bir paket makarnaya uzanan ellerdir yoksulluk. İktidarların "ekonominin iyiye gittiği" söylevleri arasında ülkenin dört bir yanında fışkıran sefalettir, sellerde, depremlerde ölümlerimizdir yoksulluğumuz.
Ve yoksulluk en çok çocukların umutsuz gözlerinde gösterir kendini.
Kayseri'de çöpten marul toplarken ölen çocuklarımızın gözleri anlatmıştı en son, bu iktidarın yalan söylediğini, bu ülkede milyonlarca ailenin çocuklarının geceleri aç yattığını.
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından çocuk yuvalarında kalan çocuklar üzerinde bir araştırma yapılmış. Malatya çocuk yuvası gibi örneklerle gün ışığına çıkan SHÇEK yurtlarındaki insanlık dışı yaşam koşullarına mahkum edilen çocuklarımızın daha çok "aile geçimsizlikleri" ya da "anne-baba" ölümleri nedeniyle yuvalarda yaşamak durumunda kaldığı düşünülür. SHÇEK araştırması bunun böyle olmadığını gösterdi.
Hükümet, ekonominin iyileştirdiğini, ülkeyi zenginleştirdiğini söylerken, anne ve babaların yoksulluk nedeniyle çocuklarını terk ettikleri ortaya çıktı.
Evet, aileler çocuklarına bakamadıkları için yuvalara teslim ediyorlar canlarından parçalarını.
Araştırma; yurtlarda kalan çocukların yüzde 71.6'sının, ekonomik ve sosyal yoksunluk nedeniyle aileleri tarafından yuvaya bırakıldığını söylüyor. Yani, düzenin yarattığı yoksulluk, diyetini çocuklarımıza ödetiyor.
Hani yoksulluğu hallediyordunuz; bu oran bile ülkemizde resmi rakamlarla gizlenen yoksulluğun boyutunu gözler önüne sermeye yeterlidir. Bir aynadır yüzde 72; bir avuç sömürücü dışında tüm halkın nasıl bir yaşama mahkum edildiğini gösteren bir ayna... Kaldı ki, aynı nedenle, yani yoksulluk yüzünden sokaklarda yaşayan, gayri-meşru yaşamlara mahkum edilen, hırsızlık, çetecilik batağında yok olan çocuklarımızın, gençlerimizin sayısı dahi bilinmiyor.
Çocuklarımızın geleceği üzerine seçim meydanlarında nutuk atanlar yarattılar bu tabloyu. Vaatleri ne olursa olsun, yoksulluktan, sefaletten, çocuklarımızı anasız babasız bırakmaktan, anaları ve babaları akıllarına gelebilecek en son şeyi yapmak zorunda bırakmaktan başka verebilecekleri hiçbir şeyin olmadığını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Önce yoksullaştırıp aileleri parçalayan, ana babaları çocuklarından ayıran düzenin, güya "koruması" altına aldığı bu çocuklara bir gelecek sunması mümkün mü? Yaşananlarla biliniyor ki, onları da ya sokaklar, çete, mafya bataklığı bekliyor, ya da devletin kontrgerilla örgütlenmeleri için devşirilmek. Ki her iki durumda da düzen ikinci kez suç işliyor.
Bu tabloyu yaratanlar halkın hiçbir sorunlarını çözemezler.

pınar09 · 02-07-2007, 13:31

nolacak böyle anlayamıyorum bir türlü,paylaşımına sağlık ayışığı.

01-07-2007, 14:19	#1
AYIŞIĞI Onursal Dost Üyelik Tarihi: Oct 2006 Bulunduğu Yer: ANTALYA Mesajlar: 1,727 Tesekkür: 5 38 mesajina 47 kez tesekkür edildi	yoksulluk çocukları ailesiz bırakıyor Ne yana dönseniz, hangi köye, gecekondu mahallesine, işsiz kahvesine gitseniz; kapitalist sömürü düzeninin yarattığı yoksulluğun sonuçlarını görürsünüz. siteadi.com - yoksulluk çocukları ailesiz bırakıyor Kimi zaman işsiz bir babadır, kimi zaman lime lime olmuş önlüklerle okula koşturan naylon terlikli bir kız çocuğu. Bazen, gecekonduların çamuru, bidonlarla taşınan sudur, et yüzü görmeyen, sebzenin, meyvenin pazar artıkları ile büyüyen çocuklarımızdır. "Yardım" dağıtım kuyruklarındaki utangaç yüzler, bir paket makarnaya uzanan ellerdir yoksulluk. İktidarların "ekonominin iyiye gittiği" söylevleri arasında ülkenin dört bir yanında fışkıran sefalettir, sellerde, depremlerde ölümlerimizdir yoksulluğumuz. Ve yoksulluk en çok çocukların umutsuz gözlerinde gösterir kendini. Kayseri'de çöpten marul toplarken ölen çocuklarımızın gözleri anlatmıştı en son, bu iktidarın yalan söylediğini, bu ülkede milyonlarca ailenin çocuklarının geceleri aç yattığını. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) tarafından çocuk yuvalarında kalan çocuklar üzerinde bir araştırma yapılmış. Malatya çocuk yuvası gibi örneklerle gün ışığına çıkan SHÇEK yurtlarındaki insanlık dışı yaşam koşullarına mahkum edilen çocuklarımızın daha çok "aile geçimsizlikleri" ya da "anne-baba" ölümleri nedeniyle yuvalarda yaşamak durumunda kaldığı düşünülür. SHÇEK araştırması bunun böyle olmadığını gösterdi. Hükümet, ekonominin iyileştirdiğini, ülkeyi zenginleştirdiğini söylerken, anne ve babaların yoksulluk nedeniyle çocuklarını terk ettikleri ortaya çıktı. Evet, aileler çocuklarına bakamadıkları için yuvalara teslim ediyorlar canlarından parçalarını. Araştırma; yurtlarda kalan çocukların yüzde 71.6'sının, ekonomik ve sosyal yoksunluk nedeniyle aileleri tarafından yuvaya bırakıldığını söylüyor. Yani, düzenin yarattığı yoksulluk, diyetini çocuklarımıza ödetiyor. Hani yoksulluğu hallediyordunuz; bu oran bile ülkemizde resmi rakamlarla gizlenen yoksulluğun boyutunu gözler önüne sermeye yeterlidir. Bir aynadır yüzde 72; bir avuç sömürücü dışında tüm halkın nasıl bir yaşama mahkum edildiğini gösteren bir ayna... Kaldı ki, aynı nedenle, yani yoksulluk yüzünden sokaklarda yaşayan, gayri-meşru yaşamlara mahkum edilen, hırsızlık, çetecilik batağında yok olan çocuklarımızın, gençlerimizin sayısı dahi bilinmiyor. Çocuklarımızın geleceği üzerine seçim meydanlarında nutuk atanlar yarattılar bu tabloyu. Vaatleri ne olursa olsun, yoksulluktan, sefaletten, çocuklarımızı anasız babasız bırakmaktan, anaları ve babaları akıllarına gelebilecek en son şeyi yapmak zorunda bırakmaktan başka verebilecekleri hiçbir şeyin olmadığını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur. Önce yoksullaştırıp aileleri parçalayan, ana babaları çocuklarından ayıran düzenin, güya "koruması" altına aldığı bu çocuklara bir gelecek sunması mümkün mü? Yaşananlarla biliniyor ki, onları da ya sokaklar, çete, mafya bataklığı bekliyor, ya da devletin kontrgerilla örgütlenmeleri için devşirilmek. Ki her iki durumda da düzen ikinci kez suç işliyor. Bu tabloyu yaratanlar halkın hiçbir sorunlarını çözemezler. Benzer Konular 3 yaş çocukları da oy kullanabilseydi... onlar savaşın çocukları... Share Share this post on Digg Del.icio.us Technorati Twitter __________________ "YAŞAMAK DİRENMEKTİR YANGIN YÜREKLİM" [email protected] hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü hoşçakal sazımdaki hüznü içimdeki sızıyı boynu bükük karanfilimi ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma gidiyorum hoşça kal bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar hoşçakal

02-07-2007, 13:31	#2
pınar09 Dost Üyelik Tarihi: Jan 2007 Yaş: 37 Mesajlar: 3,610 Tesekkür: 201 173 mesajina 805 kez tesekkür edildi	nolacak böyle anlayamıyorum bir türlü,paylaşımına sağlık ayışığı. Share Share this post on Digg Del.icio.us Technorati Twitter __________________ Ben bir ırmağım, dağlardan coşarım Akma deme bana, ben akarak yaşarım